Vurgun

 

Vurgun
Varlığına sevinip yokluğuna yandığım
Yetim gibi boynumu nasıl büker gidersin
Her sözüne inanıp gülüşüne kandığım
Söyle ruhu bedenden nasıl söker gidersin

Hiç mi düşünmedin sen sevdiğim ağlar diye
Yokluğumun acısı serini dağlar diye
Azgın Fırat olurda köpürür çağlar diye
Kor alevi sineme nasıl döker gidersin

Ey uğrunda aylarca kanlı yaşlar döktüğüm
Ah ettikçe göğsümden ciğerimi söktüğüm
Şu gencecik yaşımda hasretinden çöktüğüm
Küllerimi semaya nasıl eker gidersin

Kısa günde kırk defa resminiı yokladığım
Ürkek ceylanlar gibi korkarak kokladığım
Kaburgamın altında ellerden sakladığım
Gönül otaklarımdan nasıl çıkar gidersin

Çakırdiken mi dürdüm söyle yerin mi dardı
Aramızda hasretten öte sorun mu vardı
Yoksa yoluna bakan başka yârin mi vardı
Senli umutlarımı nasıl yıkar gidersin

Ben gündüze geceyi ilmek ilmek eklerken
Derdimi sigaramın dumanına yüklerken
Sanki oruçlu gibi iftar vakti beklerken
Sen üç günde sevdamdan nasıl bıkar gidersin

Sayende harabede kırık kerpiç gibiyim
Yol üstünde kurumuş koca ardıç gibiyim
Bir damla suya hasret yıkık sarnıç gibiyim
Sen ki yaban ellere nasıl akar gidersin

Desen ki gidiyorum çevirmezdim yolundan
Arsız kediler gibi tutunmazdım kolundan
Ayırmazdım ki seni goncalardan gülünden
Böyle sessiz sedasız nasıl çeker gidersin
Safiye Samyeli


Okunma Sayisi: 315


Safiye Samyeli siirler facebook sayfasi icin Buraya Tiklayin