Muhteşem Ata Tohumu Projemiz Yarın Sizlerle
Nesilden nesile ulaşacak bu çalışmamızla yine ilklere imza atıyoruz...
✅Yarın Saat 10:00’da Belediye Meydanında ÜCRETSİZ olarak 70 Bin Fide dağıtıyoruz...
✅Karacaören Domatesi
✅Meşhur SANDIKLI Biberi
✅Güre Patlıcanı
Balkonlar Bahçeler yeşillenecek…
Sen En Büyük Karımsın
Feda ettim uğrunda en güzel yıllarımı
Sen benim içerimde sönmeyecek harımsın
Eğme diye başını boş koydum kollarımı
Aldığım her nefeste titreyen tek zarımsın
Şu çileli bahtımın üç yapraklı yoncası
Kıraç gönül bağımın mis kokulu goncası
Yıkık yorgun ruhumun bitmez gönül sancısı
Yanan ciğerlerimi soğutan tek kar'ımsın
Gözleri gözlerime değince mest olduğum
Bir gün ayrı kalınca saçlarımı yolduğum
Ömrümden ömür verip oy uğrunda solduğum
Fakir gönül yurdumda en mukaddes varımsın
İmanım zayıf olsa belki yoldan sapardım
Sevgine boyun eğer gönle secde yapardım
Allaha şirk olmasa bil ki sana tapardım
Sen benim yüreğimde hissettiğim yarımsın
Bağlamam da mızrabım türküler de ağıdım
Gölgesinde can bulup dinlendiğim söğüdüm
Bir damla göz yaşına kul olduğum yiğidim
Kırk yıllık şu ömrümde sen en büyük kârımsın
Safiye Samyeli
Köyümün Gülleri
Kiminin adı Aysu kiminin adı Serap
Tapmayın para pula kıymayın bu kızlara
Çizmeyin kaderini olmasın sonu harap
Tapmayın para pula kıymayın bu kızlara
Gurbetçiler doldurmuş köyümün yollarını
Goncası açılmadan yoluyor güllerini
Ata değil misiniz kırın o ellerini
Tapmayın para pula kıymayın bu kızlara
Kovun sübyancıları cennet olsun köyümüz
Okumuş gençler ile övünsün tüm soyumuz
Bunlar bizim kızımız güneşimiz ay'ımız
Tapmayın para pula kıymayın bu kızlara
Defter kalem taşısın bırakın da elleri
Okulda marş okusun tatlı dudu dilleri
Bakın dersi başlıyor çaldı sınıf zilleri
Tapmayın para pula kıymayın bu kızlara
Onlar daha bir çocuk gülsün,gezsin,oynasın
Durulmasın kanları damarlarda kaynasın
Verdiğiniz sözleri kulakları duymasın
Tapmayın para pula kıymayın bu kızlara
Altın,bilezik kolye taksın diye boynuna
Elinizle itmeyin el oğlunun koynuna
Onlar daha bilmez ki nedir; koca,kaynana
Tapmayın para pula kıymayın bu kızlara
On beşinde Ayşe'nin ana diyen kızı var
Kış ettiniz ömrünü sanmayın ki yazı var
Siz görmeseniz bile yüreginde sızı var
Tapmayın para pula kıymayın bu kızlara
Töremiz böyle diye ele çanak tutmayın
Yuvasından koparıp uçuruma atmayın
Sahip çıkın güllere koyun gibi satmayın
Tapmayın para pula kıymayın bu kızlara
Safiye Samyeli
Vurgun
Varlığına sevinip yokluğuna yandığım
Yetim gibi boynumu nasıl büker gidersin
Her sözüne inanıp gülüşüne kandığım
Söyle ruhu bedenden nasıl söker gidersin
Hiç mi düşünmedin sen sevdiğim ağlar diye
Yokluğumun acısı serini dağlar diye
Azgın Fırat olurda köpürür çağlar diye
Kor alevi sineme nasıl döker gidersin
Ey uğrunda aylarca kanlı yaşlar döktüğüm
Ah ettikçe göğsümden ciğerimi söktüğüm
Şu gencecik yaşımda hasretinden çöktüğüm
Küllerimi semaya nasıl eker gidersin
Kısa günde kırk defa resminiı yokladığım
Ürkek ceylanlar gibi korkarak kokladığım
Kaburgamın altında ellerden sakladığım
Gönül otaklarımdan nasıl çıkar gidersin
Çakırdiken mi dürdüm söyle yerin mi dardı
Aramızda hasretten öte sorun mu vardı
Yoksa yoluna bakan başka yârin mi vardı
Senli umutlarımı nasıl yıkar gidersin
Ben gündüze geceyi ilmek ilmek eklerken
Derdimi sigaramın dumanına yüklerken
Sanki oruçlu gibi iftar vakti beklerken
Sen üç günde sevdamdan nasıl bıkar gidersin
Sayende harabede kırık kerpiç gibiyim
Yol üstünde kurumuş koca ardıç gibiyim
Bir damla suya hasret yıkık sarnıç gibiyim
Sen ki yaban ellere nasıl akar gidersin
Desen ki gidiyorum çevirmezdim yolundan
Arsız kediler gibi tutunmazdım kolundan
Ayırmazdım ki seni goncalardan gülünden
Böyle sessiz sedasız nasıl çeker gidersin
Safiye Samyeli
Şad Oldum Şebingülüm
Ter bastı bütün gece, gülde sarıldım yandım;
Senli hayaller kurmak, şart oldu Şebingülüm.
Sararmasın yaprağın, dalda kırıldım sandım..
Seni karşımda gördüm şad oldum Şebingülüm
Uykuyu kırka böldüm, kirpiklerim dalaştı;
Hikmet kısmet bir geldi, boş odamda dolaştı.
Derinden bir ah çektim can bedende salaştı..
Seni karşımda gördüm şad oldum Şebingülüm.
Sabah ezan vaktinde, uykulardan uyandım;
İçime huzur doldu, nurlar ile boyandım;
Can geldi dizlerime, Hakk kapına dayandım
Seni karşımda gördüm, şad oldum Şebingülüm.
Dokunsam yaprağına ne gam kalır ne keder
Yediveren güllerin gönlümü sarhoş eder
Sanma ki kovsan bile gönlüm bırakır gider
Seni karşımda gördüm şad oldum Şebingülüm
Huriler saf tutsalar dolduramaz yerini
El göğüs de dursalar koklamam hiç birini
Gül üstüne gül sevmem serin tut sen serini
Seni karşımda gördüm şad oldum Şebingülüm..
İstemem yaprağına bir damla kar değmesin
Tutunmasın dalına yere doğru eğmesin
Bir avuç yüreğimi elem ile boğmasın
Seni karşımda gördüm şad oldum Şebingülüm
Safiye Samyeli
Yar Geliyor Bu Gece
Kirpiklerim kavgalı uyku haram gözüme
Bel verdiğim yataklar dar geliyor bu gece
Sol yanım mekik dokur ateş vurdu yüzüme
Kuş tüyünden yastıklar kor geliyor bu gece
Penceremde ki rüzgar perdeme dokunmuyor
Okşamıyor zülfümü tenime sokulmuyor
İnsaf nedir bilmiyor azaptan çekinmiyor
Alnımdan boncuk boncuk ter geliyor bu gece
Uykularım kırk parça düşlerim vuruluyor
Kaburgamın altında yüreğim yoruluyor
Vakit geçmiyor diye içerim daralıyor
Aldığım her bir nefes har geliyor bu gece
Sanki gece gardiyan ben ise müebbet sanık
Oysa ızdırabıma sessiz duvarlar tanık
Aydınlanmıyor sokak lambalar hala yanık
Şafakları beklemek zor geliyor bu gece
Duman altı odamda düşlere dalıyorum
Yüzümde bir tebessüm öylece kalıyorum
Ruhumu esir tutan kokuyu alıyorum
Nefsi müdafa etmek ar geliyor bu gece
Coşkun pınar gibiyim deli gibi çağlarım
Gözyaşımdan eridi bitti yürek yağlarım
Sanmayın ki kederden sevincimden ağlarım
Kıvrım kıvrım yollardan yâr geliyor bu gece
Safiye Samyeli
Yorgunum
Bu Kaçıncı yakarış bu kaçıncı yalvarış
Dua üstüne dua eklemekten yoruldum
Bitmedi bitmeyecek sonu olmayan yarış
Kesildi artık ferim teklemekten yoruldum
Huzur denen dergâh da üç gün kalamıyorum
Yalandan olsa bile mutlu olamıyorum
Nerde bir hata yaptım hala bulamıyorum
Hafızamı her gece yoklamaktan yoruldum
Sesim mi duyulmuyor sevdiklerim mi sağır
Taşınmıyor mu katar yoksa yüküm mü ağır
Bitmedi bitmeyecek çektiğim bunca kahır
Dertleri bir birine eklemekten yoruldum
Lam elif gibi dursam kaf gibi boynum bükük
Yarından umudum yok ruhumsa kırık dökük
Ümitlerim tükenmiş dikiş mi tutar sökük
Gelmeyen yolcuları beklemekten yoruldum
Ne karakışım bitti ne yeşerdi yoncalar
Ne baharlarım geldi nede açtı goncalar
Mevsimler değişse de dinmez tende sancılar
Sitemleri yıllara yüklemekten yoruldum
Duygularım isyanda aklım ise pek sersem
Çıksa gelse Azrail onu karşımda görsem
Belki huzur bulurdum emanetini versem
Ruhumun cesedini saklamaktan yoruldum
Safiye Samyeli
Yolcu
Uzak yollardan geldin belli ki çok yorgunsun
Otur biraz nefes al eğlemem seni yolcu
Eski neşen kalmamış oldukça çok durgunsun
Sıkılırsan kalkarsın bağlamam seni yolcu
Bilirim çok gezersin seyyahtan farkın yoktur
Mala mülke servete gözün karnın hep toktur
İtibarın yerinde seven dostların çoktur
Sözümde riya yoktur yağlamam seni yolcu
Cehalet başa bela çok şeye aklım ermez
Hem sağır hem dilsizim gözlerimse hiç görmez
Lakin duyduklarıma şu vicdanım el vermez
Yine de sitem edip dağlamam seni yolcu
Sen mürekkep yalamış okumuşsun âlimsin
Benim yapamadığım kıskandığım halimsin
İnancını bilirim diyemem ki zalimsin
Ne çarpar ne bölerim sağlamam seni yolcu
Evde bulgurun varken dışta pirinç arama
İtme sevdiklerini sonu gelmez drama
Daha sana diyecek çok sözlerim var ama
Yine de sen bilirsin yeğlemem seni yolcu
Duyduklarım gerçek mi yalan mıdır soramam
Aldığın kararlara asla karşı duramam
Ayıplayamam seni yerden yere vuramam
Ben her vaktin dostuyum koğlamam seni yolcu
Safiye Samyeli
Dokunma Felek
İsyana düşürme garip dilimi
Şükrederken bitmez kara yazıma
El kadar yüreğe yığma elemi
Dokunma felek körpe kuzuma
Yıllar yılı kanım emdin doymadın
Huzurlu bir tek günüm koymadın
Feryat ettim beni bir kez duymadın
Dokunma felek körpe kuzuma
Razıyım ben senin Yağmur doluna
Yaklaşma yavruma girme koluna
Kurban olurum ben onun yoluna
Dokunma felek körpe kuzuma
O daha çok küçük tanımıyor seni
Açmadı gülleri baharları yeni
Gamzenin üstünde solmasın beni
Dokunma felek körpe kuzuma
Sarartsan gülümü döndürsen sapa
Vermezler ki sana altından kupa
Varsa bir hesabın benimle kapa
Dokunma felek körpe kuzuma
Ne ettim ki sana bilmem suçumu
Vakitsiz yüklersin Dünya göçümü
Çek elini ondan bağışla koçumu
Dokunma felek körpe kuzuma
Evin olsa yola çadır kurardım
Sanma selam verir hatır sorardım
Tek kurşunla seni yere sererdim
Dokunma felek körpe kuzuma
Safiye Samyeli
Samyeli İle Şebingülü
Sen güllerin sultanı ben de, garip Samyeli
Endamına vuruldum, çölleri aştım geldim..
Yüküm sevgidir benim, zannetme ki gam seli..
Hasretin cana yetti, bentlerden taştım geldim.
Dört mevsimin en güzel ay'ı güzel Haziran;
Bu gün arefe ise, yarın bayram hazırlan;
İlyas sende buluşur can kardeşi Hızır'lan..
Kıskandım bu vuslatı, hasetten şiştim geldim.
Cemreler bir bir düştü, köklerine can geldi;
Emdin suyun özünü, renklerine kan geldi;
Karakışı bitirdik, beklenilen an geldi..
Kutlu Doğum görmeye, uçarak koştum geldim..
Tomurcuğun goncaya, dönsün Ey Şebingülü !
Dallarına bülbüller, konsun Ey Şebingülü !
İçimde yanan közün, sönsün Ey Şebingülü !
Bir deli ırmak gibi köpürüp coştum geldim.
Sen yedi kere açıl, ben gülünü sayayım;
Düşürdüğün yaprağı yol heybeme koyayım;
Misk-i anber kokuna, söyle nasıl doyayım.?
Ocakta ki külleri, süpürüp deştim geldim.
Sultan diyorlar bana, soyumda yok böyle gen;
Allah'ın yarattığı,bir garip beşerim ben.
Varlığınla layıksın, muhteşem sıfata sen..
Sanma bir gece vakti, yolumu şaştım geldim.
Çiçeklerin sultanı, sensin Ey Şebingülü !
Çukur gamzede yatan bensin Ey Şebingülü !
Muhammed'in soyundan gensin Ey Şebingülü !
Şebinkale içinde yollara düştüm geldim...
Safiye Samyeli
Allah Aşkına
Her gece uyku diye kirpiğime astığım
Hayalini düşümde gül sineme bastığım
Gözyaşımdan ıslandı kurumuyor yastığım
Gözlerim kör olmadan çık gel Allah aşkına
Buhurdanlar misali taştıkça taştı gönül
Aklını zay eyledi şaştıkça şaştı gönül
Yürek yangınlarını eştikçe eşti gönül
Közlerim kor olmadan çık gel Allah aşkına
Alma boşa eline ne kâğıt ne kalemi
Kabul etmiyor gönül ne posta ne selamı
Dökmeden şu dillerim sitem yüklü kelamı
Sözlerim ar olmadan çık gel Allah aşkına
Esir etsem de dili otuz iki diş ile
Avunmuyor şu gönlüm hayal ile düş ile
Nikâh mı kıydın bana bağrımda ki taş ile
Baharım kar olmadan çık gel Allah aşkına
Tutmuyor mu dizlerin mesafeler mi ırak
Vuslata gün sayarken nerden çıktı bu firak
Kır atık zincirleri gel şu inadı bırak
Düzlerim yar olmadan çık gel Allah aşkına
Uçurumun başında senden haber beklerim
Geçmeyen günlerime geceleri eklerim
Ömür sermayem bitti sala canı yüklerim
Ölümüm kâr olmadan çık gel Allah aşkına.
Safiye Samyeli
Gönlüm Sende
Seven yürek çöl olmaz mı
Gözden düşen göl olmaz mı
Diken bile gül olmaz mı
İki gönül bir olunca
Bağda güller derilmez mi
Yâr yoluna serilmez mi
Uğrunda can verilmez mi
İki gönül bir olunca
Uzak yakın edilmez mi
Gece gündüz gidilmez mi
Sevda kalp de güdülmez mi
İki gönül bir olunca
Atın yüzük alınmaz mı
El kapısı çalınmaz mı
Kaynanalar salınmaz mı
İki gönül bir olunca
Söz çayları içilmez mi
Vuslata gün biçilmez mi
Telli duvak seçilmez mi
İki gönül bir olunca
Kınalı koç kesilmez mi
Davetiye basılmaz mı
Dala Bayrak asılmaz mı
İki gönül bir olunca
Düğün dernek kurulmaz mı
Tasta kına karılmaz mı
Narin ele vurulmaz mı
İki gönül bir olunca
Çayda çıra yakılmaz mı
Gıpta ile bakılmaz mı
Sarı lira takılmaz mı
İki gönül bir olunca
Kazanlarda aş pişmez mi
Eşe dosta iş düşmez mi
Düşmanın karnı şişmez mi
İki gönül bir olunca
Gökten kapı açılmaz mı
Yere nurlar saçılmaz mı
Saadetten uçulmaz mı
İki gönül bir olunca
Safiye Samyeli
Çağır Beni Ya Resul
Mübarek bu gecede yalvarıyorum sana
Adımı sıraya al nolur bende geleyim
Ravza'na yüz sürmeyi çok görme sakın bana
Aşkların en güzeli nasıl bende bileyim
Cemaline hayranım seviyorum ya Resul
Amaline hayranım övüyorum ya Resul
Bunca yıldır sinemi dövüyorum ya Resul
Ahir ömrümde bir gün bırak bende güleyim
Sende beni sevmezsen nice olur hallerim
Yıkılır iki yana kalkmaz olur ellerim
Bunca yıldır bıkmadan dua eder dillerim
Yeşil sancak altında sana ümmet olayım
Ümmetlerin yolunda adım adım koşarken
Gönülleri Muhammet aşkı ile taşarken
Bense burada böyle boynu bükük yaşarken
Senden başka Allahtan söyle neyi dileyim
Otuz yıldır içimde dinmeyen bir sızım var
Dumanı tütmese de sönmeyen bir közüm var
Vuslat için ant içtim yeminim var sözüm var
Bir fırsat ver yeter ki ben dağları deleyim
Adını duyduğumda buğulanır gözlerim
Küllerimin altından alevlenir közlerim
Sevincimden kızarır al al olur yüzlerim
Gireceğim yol göster ben izini bulayım
Özlemim sanki nehir önüne bent kurulmaz
Coştukça coşar gönül bir gün olsun yorulmaz
Serde aşkın var iken bu diyarda durulmaz
Bırak bir gece olsun ben yanında kalayım
Bir gün değil bir ömür kalsam senden sıkılmam
Secde ederim orda bir saniye dikilmem
Titrese de dizlerim direnirim yıkılmam
Yeter ki gel de bana ben yolunda öleyim
Safiye Samyeli
Fallar mı Yalancı
Çağlıyor gözlerim sanki bir nehir
Ziller mi yalancı sen mi yalansın
Bitmiyor vuslata verdiğin tehir
Diller mi yalancı sen mi yalansın
Yanardağ misali yanıyor özüm
Efkârıma ortak sermaye gözüm
Kalkmıyor kaşlarım karardı yüzüm
Küller mi yalancı sen mi yalansın
Papatyalar diyor hızmadır beni
Kahveler diyor kumraldır teni
Falcılar diyor ki seviyor seni
Fallar mı yalancı sen mi yalansın
Yeşerdi kır bayır çimen kokuyor
İlkbahardan aylar yaza akıyor
Goncalarda bile hasret kokuyor
Güller mi yalancı sen mi yalansın
Leblerin bin türlü sebep sayıyor
Sudan bahaneler canı bayıyor
Sola dümen kırsan sağa kayıyor
Yollar mı yalancı sen mi yalansın
Ayları geçirdim günler bitmiyor
Sabret deme boşa fayda etmiyor
Takvimlere sordum ömrüm yetmiyor
Yıllar mı yalancı sen mi yalansın
Diyorlar bekleme gittiyse gelmez
Çektiğin çileyi acıyı bilmez
Gariplerin yüzü doğuştan gülmez
Kullar mı yalancı sen mi yalansın
Çık gel de kızarsın kulların yüzü
Utansınlar bize bakarken gözü
Boğazına dizilsin ettiği sözü
Eller mi yalancı sen mi yalansın
Safiye Samyeli
Gel de Beni Al Anne
Gün kızıla boyandı geceye gelin gider
Karanlıkta zor olur görünmez ki yol anne
Düşünmez misin beni yavrum Pelin ne eder
Bıraktığın yerdeyim gel de beni al anne
Yoldan gelip geçenler bana garip bakıyor
Manasız soruları çok canımı sıkıyor
Utancımdan gözümden kanlı yaşlar akıyor
Bıraktığın yerdeyim gel de beni al anne
Annen nerde dediler bir cevap veremedim
Bakındım etrafıma ben seni göremedim
Saçlarımda dağıldı toplayıp öremedim
Bıraktığın yerdeyim gel de beni al anne
Diyemedim onlara annemin işi varmış
Çalışmak zorundaymış elimiz biraz darmış
Üç beş kuruş kazansa bu günlük büyük kârmış
Bıraktığın yerdeyim gel de beni al anne
Sen o koca camları çabuk silmiyor musun
Bitmedi mi işlerin hala gelmiyor musun
Sensiz çok korktuğumu sanki bilmiyor musun
Bıraktığın yerdeyim gel de beni al anne
Sabah işe gidenler hep evine dönüyor
Caddeler kararıyor ışıklarda sönüyor
Karnımda çok acıktı başım yine dönüyor
Bıraktığın yerdeyim gel de beni al anne
Bir daha gitme nolur bırak babam çalışsın
Eve ekmek almaya birazda o alışsın
Ayrılmasın yavrular ana kızla buluşsun
Bıraktığın yerdeyim gel de beni al anne
Safiye Samyeli
Çivrilin Huzur Evi
Dört tarafı yemyeşil sanki cennetten köşe
Bir yalıya benziyor Çivril'in huzur evi
Yönetim lider olmuş el atmışlar her işe
Bir saraya benziyor Çivril'in huzur evi
Yolum düştü buraya yorgunluktan salaştım
Gördüm büyüklerimi nefsim ile dalaştım
Müdür bey izin verdi odaları dolaştım
Bir saraya benziyor Çivril'in huzur evi
Her oda ayrı güzel salonları bir başka
Burada ki sohbetle doyulmuyormuş meşke
Ali dayım diyor ki: önce gelseydim keşke
Bir saraya benziyor Çivril'in huzur evi
Onlarca kurs açılmış her kez gönüllü olmuş
Öğrenmek isteyene burda malzeme bolmuş
Varsa bir eksikleri personel hemen bulmuş
Bir saraya benziyor Çivril'in huzur evi
Önce eğitim deyip seferberlik açmışlar
Okuma hevesini yüreklere saçmışlar
Kara cahil olanlar ne ürkmüş ne kaçmışlar
Bir saraya benziyor Çivril'in huzur evi
Genzimi talan etti keskin vernik kokusu
Tepsilere can vermiş nakkaşların dokusu
Her biri usta olmuş yok kimsenin korkusu
Bir saraya benziyor Çivril'in huzur evi
Toprağa can veriyor Sivaslı Hasan dayı
Fide dikmek gerekli diyor ki:dikim ayı
Bahçede dindirirmiş içinde bitmez zay'ı
Bir saraya benziyor Çivril'in huzur evi
Her biri koca çınar misler gibi kokuyor
Kimisi çay içiyor kimi dergi okuyor
Personel büyüklere paşa gibi bakıyor
Bir saraya benziyor Çivril'in huzur evi
Her şeyleri tastamam hiç bir eksikleri yok
Yeme içme bol gani her birinin karnı tok
Terapi yapmak için kulübeleri pek çok
Bir saraya benziyor Çivril'in huzur evi
Tek eksikleri ilgi birkaç tatlı kelam söz
Kendilerine bakan sevgi yüklü bir çift göz
Görse evlatlarını yanar mıydı hiç bu öz
Bir saraya benziyor Çivril'in huzur evi
Ziyarete gelirken Müdürlükten Bakanlar
Neden açmaz kapıyı yürekleri yakanlar
Sizin atalarınız o kapıya bakanlar
Bir saraya benziyor Çivril'in huzur evi
El üstünde tutsalar dolmuyor ki yeriniz
Hiç mi düşünmezsiniz titremez mi seriniz
Size de kucak açar gelirseniz biriniz
Bir Saraya benziyor Çivril'in huzur evi
Safiye Samyeli
Hükmü Verilmiş Aşk
Vaktini belirleyip saatini kurmuşsun
Demek ki geldi çattı ayrılığın zamanı
Bakışların çok keskin efe gibi durmuşsun
Çıkar artık kınından saklama o kamanı
Sırtımı dönmem sana alnım açık yüzüm pak
Kırpmam kirpiklerimi gözlerime iyi bak
Vekil tayin etmişim derim: Mevlam derim hak
Ömrümde görmedim ben senin gibi yamanı
Neyin var neyin yoksa toplamışsın dermişsin
Pire için yorganı ateşlere vermişsin
Görmüyorsun gerçeği demek bakar körmüşsün
Yaktığın yorgan değil bu gönlümün samanı
Yazımda sendin benim baharımda kışımda
Ruhumun yoldaşıydın hayalimde düşümde
Yaktığın bu ateşin sönmese de döşümde
Bacası yok gönlümün görülmez ki dumanı
En mahrem hücrelerim bürünse de karaya
El açmam namertlere yaban koymam araya
Desen ki katlin vacip çık gel hadi buraya
Darağacı kurulsa dilemem ben amanı
Tıkasan kulağını boş saysan sözlerimi
Dilindeki maşayla deşsen de közlerimi
Mil çeksen her birine oysan da gözlerimi
Mahşer gününe kadar unutmam ben simanı
Hükmü verilmiş aşkın zorlanmasın dillerin
Nasılsa esmeyecek serde sevda yellerin
Göster maharetini titremesin ellerin
Merhamete gerek yok çağır gelsin imamı
Safiye Samyeli
Sarhoş Gözlerin
Baharı beklerken yazı getirdik
Yâr geçit vermiyor bir hoş gözlerin
Bu gün yarın derken ömrü bitirdik
Düşüme girmiyor sarhoş gözlerin
Nazarlığa benzer yüzde duruşu
Öldürüyor beni kalbe vuruşu
Ellere benziyor hatır soruşu
Gururu kırmıyor sarhoş gözlerin
Onlar için sanki yaban biriyim
Kemik üzerini saran deriyim
Nefes alıyorsam hala diriyim
Fikrimi sormuyor sarhoş gözlerin
Bir mum gibi beni yaktı eritti
Kızıl köz üstünde aşka yürüttü
Ne öldürdü canı nede diriltti
Yaramı sarmıyor sarhoş gözlerin
Her geçe uykuyu kırka bölüşüm
Şafaklar doğmadan bin kez ölüşüm
Seni kandırmasın sahte gülüşüm
Halimi görmüyor sarhoş gözlerin
Bu gün söz veriyor yarın cayıyor
Vuslat için hala takvim sayıyor
Bakmıyor yüzüme yana kayıyor
Sözünde durmuyor sarhoş gözlerin
Safiye Samyeli
Gönül Mahkemesi
Yıktın tüm güvenimi inancımda kalmadı
Yara gibi içimde taşıyorum ben seni
Belki son olur dedim sabreyledim olmadı
Gönül mahkemesinde boşuyorum ben seni
Senin için terk ettim yaşadığım sılamı
Dinlemedim sözünü kırdım teyzem, halamı
Her şeyim sensin dedim anlamadın halımı
Gönül mahkemesinde boşuyorum ben seni
Yazık hata etmişim sana değer vermekle
Neyim var neyim yoksa hep önüne sermekle
Gününü gün eyledin daim bizi yermekle
Gönül mahkemesinde boşuyorum ben seni
Bendim gökyüzündeki parlayan yıldız ay'ın
Sevdamıza şahitti hem amcan hem de dayın
Ne bir gün yüzün güldü ne eksik oldu zay'ın
Gönül mahkemesinde boşuyorum ben seni
Yemedim ekmeğini sofranda hiç doymadım
İki tatlı sözünü aylar var ki duymadım
Kaç kez kırdın gönlümü unuttum hiç saymadım
Gönül mahkemesinde boşuyorum ben seni
Yavrumun süt parası ellere tek taş oldu
Ne kiramız ödendi nede tüpümüz doldu
Firak bu evlilikte kaçınılmaz yol oldu
Gönül mahkemesinde boşuyorum ben seni
Düşünme sen bizleri düştüm ise kalkarım
Koynumda ki yavruma gözüm gibi bakarım
Ne peşinden gelirim ne karşına çıkarım
Gönül mahkemesinde boşuyorum ben seni
Neyinim ki ben senin bilemedim yerimi
Yalan dolu sözlerle kül eyledin serimi
Dönmem artık geriye yüzsen bile derimi
Gönül mahkemesinde boşuyorum ben seni
Boğazına dolansın söylediğin yalanlar
Mahşerde şahit olsun benden sana kalanlar
Cehennemde yanmaz mı kul hakkını alanlar
Gönül mahkemesinde boşuyorum ben seni
Safiye Samyeli
Kan Davası
Kuruldu düğün dernek horonları teptiniz
Gaza geldiniz o an magandalık yaptınız
Sanki canavar olup insanlıktan koptunuz
Cehaletin yüzünden bu gençlere kıydınız
El atıp belinize silahları çektiniz
Kurşun adres sormadı al kanları döktünüz
Çocukluk çağlarında bellerini büktünüz
Cehaletin yüzünden bu gençlere kıydınız
Gülüzar taze fidan goncası açılmamış
Misk_i anber kokusu meydana saçılmamış
Töreye kurban gitmiş kaderden kaçılmamış
Cehaletin yüzünden bu gençlere kıydınız
Hasan asker olmadan bıyıkları bitmeden
Sevda nedir bilmeden yâr peşine gitmeden
Birde nikâh kıydınız istişare etmeden
Cehaletin yüzünden bu gençlere kıydınız
Karşı koyamadılar kaşınızı yıktınız
Kan davası diyerek başlarını yaktınız
Söyleyin şimdi buna var mı idi hakkınız
Cehaletin yüzünden bu gençlere kıydınız.
Ölenin vebalini yükünü taşıyorlar
Bunun adı kader mi düşünüp şaşıyorlar
Evliler belki ama el gibi yaşıyorlar
Cehaletin yüzünden bu gençlere kıydınız
Keşke o silahlara varmasaydı eliniz
Dökülmeseydi kanlar dik dursaydı beliniz
Hüküm vermeden önce tutulsaydı diliniz
Cehaletin yüzünden bu gençlere kıydınız
Safiye Samyeli
Esmer Yarim
Neler neler geçmez sanki içimden
Derdimi dağlara dökesim gelir
Memnun kalmıyor ki hiç bir seçimden
Bazen şu gönlümü sökesim gelir
Çok dalladı gönül yere çakıldı
Papatya Laleden fallar bakıldı
Aklım fikrim esmer yâre takıldı
Gönlün bileğini bükesim gelir
Dilde dua oldu mukaddes ismi
Gözümden silinmez kaybolmaz resmi
Benden uzaklarda olsa da cismi
Her nefeste gönle akasım gelir
Al kınalar yakıp yumuk eline
Sırma teller takıp zülfün teline
Sarılıp o yârin ince beline
Dönülmez yollara çıkasım gelir.
Yürüdüğüm yollar taşlık olsa da
Tabanım yarılsa kanla dolsa da
Sarılmasa yaram izi kalsa da
Surumu bendimi yıkasım gelir
Düşmese elimden ıslak mendilim
Yol göstermese de titrek kandilim
Ezelden ebede belli menzilim
Yârin önünde diz çökesim gelir
Dokunmasa eli dertli başıma
Değmese de gözü karakaşıma
Avuç avuç zehir katsa aşıma
Başını sineme çekesim gelir
Söylenmese adım tatlı dilinde
Bir tas su olmasa titrek elinde
Yazmasa da adım kapı zilinde
Gururu onuru yıkasım gelir
Ona yalvarmakla geçirsem yazı
Eksiltmese zayı bitmese nazı
Diş kemiğe değse dinmese sızı
Usanmadan yâre bakasım gelir
Kapanmaz yaralar açsa bağrıma
Sabırla beklerim gitmez ağrıma
Elbet ses verecek sevda çağrıma
Sanma zıvanadan çıkasım gelir
Safiye Samyeli