Muhteşem Ata Tohumu Projemiz Yarın Sizlerle
Nesilden nesile ulaşacak bu çalışmamızla yine ilklere imza atıyoruz...
✅Yarın Saat 10:00’da Belediye Meydanında ÜCRETSİZ olarak 70 Bin Fide dağıtıyoruz...
✅Karacaören Domatesi
✅Meşhur SANDIKLI Biberi
✅Güre Patlıcanı
Balkonlar Bahçeler yeşillenecek…
Kumaları Karlar Bürür
Kumaları karlar bürür
Mevsim dönüp kış olunca
Allı morlu güller çürür
Ayaz lanıp hış olunca
Garlar buzlar erise de
Su gölede yürüse de
Sel gazali sürüse de
Galdıramaz taş olunca
Taş yerinde ağır olur
Seli gider kumu kalır
İnsan olan bunu bilir
Bel üstünde baş olunca
Dilde saklıdır sözlerin
Dumansız yanar közlerin
Kapanmaz kara gözlerin
Pınarında yaş olunca
Samyeli der esiyorum
Ben feleğe küsüyorum
Bağrıma taş basıyorum
Yad ellere eş olunca.
Safiye Samyeli
Anla Halimden Reis
Deme ki şimdi bana terk dertli kul sen misin
Her gördüğün kula sır verilmiyor ki Reis.
Yaklaş şöyle sen kimsin melek misin cin misin
Ah çekmekten şu dilim yorulmuyor ki Reis.
Kafam dumanlı bu gün içtikçe içesim var
Okyanusları içsem sönmez yürekte ki har
Şu koskocaman dünya dar geliyor bana dar
Çıkış hangi kapıdan sorulmuyor ki Reis.
Akıl firari bende yürek desen tekliyor
Beynimde bin bir soru ondan cevap bekliyor
Muatabı akıllı kadere suç yüklüyor
Şer bildiklerim hayra yorulmuyor ki Reis.
Çok istedim olmadı sarptan düze çıkayım
Yâr toplasın saçımı ucuna gül takayım
O boynuma sarılsın ben yüzüne bakayım
Kör şeytanın bacağı kırılmıyor ki Reis.
Zannettim ki bu aşkın serveti cepte nakit
Vuslat bizim olacak karlar kalktığı vakit
Araya firak girdi buzuldu artık akit
Kader kaş ortasından vurulmuyor ki Reis.
Anzer balı bildiğim sanki sarı Limon'muş
Gül diye kokladığım sarı saplı samanmış
Benim dediğim gönül başkasına limanmış
Parsellenmiş yürekte durulmuyor ki Reis...
Safiye Samyeli
Vur Sevgili Sana Geldim
Özüm yanar dumanı yok
Kor sevgili sana geldim
Sözüm donar amanı yok
Kar sevgili sana geldim
Sevdan yakar bende seri
Uzak durma yaklaş beri
İtme sakın canı geri
Dur sevgili sana geldim
Sığmıyorum şehre köye
Feryadım ağıyor aya
Derdin nedir canan diye
Sor sevgili sana geldim
Sensiz deli divaneyim
Yıkılmışım viraneyim
Vuslatına pervaneyim
Gör sevgili sana geldim
Sensiz geçen günler haram
Sızlar durur tamda şuram
Merhem ister gizli yaram
Sar sevgili sana geldim
Samyeli'yim yollar ırak
Korkuyorum gelir firak
Gül goncayım sevdan orak
Vur sevgili sana geldim
Safiye Samyeli
Çet Odası
Kimi diyor ben Ayşe ,kimi diyor Neşe'yim
Bir doğruya bin yalan katan insanlar gördüm
Kimi diyor güzelim , kimi afet bir şeyim
Gırtlağına dek cürme batan insanlar gördüm
Anası er doğurmuş o özenir kadına
Birde rumuz ekliyor sayfadaki adına
Dilinden bal damlatır doyum olmaz tadına
Sirkeyi bal diyerek yutan insanlar gördüm
Maksat muhabbet olsun deyip yola çıkmışlar
Sinsice bir köşeden gelenlere bakmışlar
Saf gördüğü kullara pençesini takmışlar
Çakal gibi pusuya yatan insanlar gördüm
Asaletten söz edip bir prensi andıran
Çocuk yaşta kızları yalan ile kandıran
İçmeden sarhoş edip başlarını döndüren
Palavra kesesinden atan insanlar gördüm
Eşleri zannediyor kocam her gün işinde
Şefkatle aş pişirir ocağının başında
Evde çocuklar bekler onlar nefis peşinde
Tatlı aşına ağı katan insanlar gördüm
Bir gün kadın oluyor ertesi günü adam
Diyor ; müsait misin boş kaldı bu gün odam
İstemezsen şarabı dolapta hazır sodam
Nefsini kör şeytana satan adamlar görüm
Bacısıyla kızıyla yatan insanlar gördüm
Safiye Samyeli
Kocatepem Yanıyor
Gün geçmiyor yeni bir acı haber gelmesin
Yurdumun üzerinde ne oyunlar dönüyor
İsterdim ki namertler halimize gülmesin
İtlerin doluştuğu Kocatepem yanıyor
Doyduğum değil ama doğduğum yer köyümdür
Halkım yağa kalkmış sanmayın ki düğündür
Can yakan feryatları boğazlarda düğümdür
Düşmanın dalaştığı Kocatepem yanıyor
Aklım almıyor bunu nasıl derim ki kader
Yirmi beş ocak söndü yüreklerde hep keder
Hangi soysuzun eli bunca canı katleder
Bir pimin yol açtığı Kocatepem yanıyor
Ahmet ,Mehmet, mustafa yoklamaya alındı
Ses vermedi hiç biri parçaları bulundu
Şehit düştü dediler haberleri salındı
Al kanın bulaştığı Kocatepem yanıyor
Zirvesinde yürüdü karlar içinde yattı
Bazen çukura düştü bazen çamura battı
Ne bir gün pişman oldu ne geri adım attı
Atamın dolaştığı Kocatepem yanıyor
Safiye Samyeli
İstediğim Hak Aşkım
Koca ömre bedeldi senle geçen her anım
Sevda vurgunu yedim felç oldu bak sol yanım
Yaşarken öldüm ama çıkmadı tenden canım
Tut kabzayı elinde bas tetiğe sık aşkım
Titremesin ellerin yiğittir senin soyun
Kurtar bende ki seni bitsin artık bu oyun
Okutmayın salâ mı al kanla kabre koyun
Toprağımın üstüne mezar taşı dik aşkım
Sanma ki ben giderim sen dünyada kalırsın
Gönlünce eğlenirsin bin bir murat alırsın
Gün gelir sende benim peşim sıra gelirsin
İsrafil sur üflesin makbarinden kalk aşkım
Elbet nizam kurulur kara defter açılır
Günah sevap ne varsa ortalığa saçılır
Sanma burdaki gibi ahrette de kaçılır
Sırat köprüsünde istediğim hak aşkım
Safiye Samyeli
Yargısız İnfaz
Kalp gözleri körelmiş anlamıyor halimden
Sözleriyle arşınsız yordu bu gün yâr beni
İblise uşak olmuş farkı yok ki zalimden
Gözleriyle kurşunsuz vurdu bu gün yâr beni
Yanar dağ oldu sanki üstüme lav yağdırdı
Bir avuç yüreğime cehennemi sığdırdı
Çarmıha gerdi sanki tırnağımı sağdırdı
Anlamsız sözleriyle kırdı bu gün yâr beni
Kine bulayıp benim sevgi dolu hecemi
Gündüzden sürgün etti bitmez kara gecemi
Gün görmemişken yüzüm açmaz iken peçemi
Sanki bir yosma gibi gördü bu gün yâr beni
Bir yudum sevgi için gönlüne kul olmuşken
Hasretiyle kavrulup içerim kül olmuşken
Vuslat için beklenen aylarım yıl olmuşken
Harman vaktim gelemeden derdi bu gün yâr beni
Sabahsız gecelerde sevgi olmaz hitabı
Duymuyor ki sözümü tutmuyor ki nisabı
Şahit göstersem bile ben yüce kitabı
İnanmadı sözüme yerdi bu gün yâr beni
Diş ağrısından beter zonklasa da sol yanım
Kıvrım kıvrım damarda devretmez oldu kanım
Mum gibi eriyorum baykuş dolu dört yanım
Buz gibi yataklara serdi bu gün yâr beni
Tuş etti zalım beni duysun halım sevinsin
Baş yastıktan kalkmıyor eseriyle övünsün
Beddua etmem ona duam ile avunsun
Sırat denen köprüye sürdü bu gün yâr beni
Riya yok sözlerimde şahadetimsin derken
Ölüm var ayrılık yok kararlarımız birken
Firak düştü payıma henüz vakit çok erken
Eliyle Azrail'e verdi bu gün yâr beni
Safiye Samyeli
Mübarek Olsun Diyemem
Hanım işe gider beyi yatakta
Uyanınca gezer cadde sokakta
Sanırsın milyoner oysa batakta
Böylesi el oğlu düşman başına
Eli yüzü nursuz gözünde çapak
Saçında yer etmiş onlarca topak
Riyakarlık çanak o ise kapak
Böylesi el oğlu düşman başına
Yalanı terk etmez kopası dili
Çalışmayı sevmez okkalı eli
Ben erkeğim diyor raporsuz deli
Böylesi el oğlu düşman başına
Gazete elinde keyfine bakar
Yudumlar kahveyi tütünü yakar
Gııçıyla köy yıkar sakar mı sakar
Böylesi el oğlu düşman başına
Çoluk çocuk rezil karnı doymuyor
Dolaplar tam takır erzak koymuyor
Kulakları sağır adam duymuyor
Böylesi el oğlu düşman başına
Pafi yastık gibi olmuş fatura
Ödemeyi bilmez arsız fukara
İnadı benziyor kara katıra
Böylesi el oğlu düşman başına
Dikenleri çıkar gül olmaz dala
Ne kesere saptır ne sıvaya mala
Ölümden pek korkar yaklaşmaz sala
Böylesi el oğlu düşman başına
Göğsünde iman yok dili kahırda
İt gibi dolanır kırda bayırda
Bunun gibi pek çok bizim ahırda
Böylesi el oğlu düşman başına
Ben istemem bunu yerinde kalsın
İsteyen varsa buyursun alsın
Alan kula demem Mübarek Olsun
Böylesi el oğlu düşman başına.
Safiye Samyeli
Boşalan Hanay Evler
Bir temmuz akşamında hicret ettim sılama
Tuzlu terim kurudu mevsim orda kışımış
Sonunda geldim diye haber saldım halama
Halam rahmetli olmuş hanay evi boşumuş
Kurumadan gözyaşım baba yurduma vardım
Mazi gönlümde yara bitmez eleme kardım
Duvarda resmi vardı söküp bağrıma sardım
Sanki yaşananların hepsi birer düşümüş
Görmese de gözleri ninem yola bakardı
Çocuklar düşer diye gaz lambası yakardı
Tutunur duvarlara sahanlığa çıkardı
Ama olsa da ninem temelde ki taşımış
Çardağa serilince üç sofralık yer bezi
On dokuz torun idik tek tek sayardı bizi
Çoğumuz dişeyliydik pek de sevmezdi kızı
Er çocuğu dediğin gözünde ki yaşımış
Duvar içinde dolap köşede tahta seki
Destilik dedikleri sekinin uç da eki
Bir dilim kuru ekmek hiç görmedik ki keki
Birlikte yenen çorba en kıymetli aşımış.
Bayram arifesinde bir araya gelirdik
Evi badana yapar kapı camı silerdik
Gündüz çok yorulsak da sabaha dek gülerdik
Yaşadığımız anlar demek ki bir düşümüş
Şimdi harabe olmuş o hanaydan yapımız
Menteşesi küf tutmuş açılmıyor kapımız
İki sala arası üç günlükmüş tapumuz
Dünya dedikler han ne yazık ki boşumuş
Safiye Samyeli
Sükut İkrardan Gelir
Kaçırma yârim benden bal sarısı gözleri
Çımbız ile aldırma ağzında ki sözleri
Sukut ikrardan gelir gel yandırma özleri
Bir gün ben susar isem dışta kalır gözlerin
Mühreylersem dudağı bil ki bıçaklar açmaz
Mâhkum ederim dili ucundan kelam kaçmaz
Örene döner gönlün baykuşlar bile uçmaz
Bir gün ben susar isem kışta kalır yazların
Şu başımın üstüne taç yapmışken ben seni
Elif gibi dik iken kaf gibi eğme beni
Yok mu senin gönlünün ne imanı ne dini
Bir gün ben susar isem taşta kalır dizlerin
Su serp garip gönlüme söndür artık közleri
Baharları beklerken sunma bana güzleri
Emrine amadeyken sarpa sarma düzleri
Bir gün ben susar isem boşta kalır sözlerin
Gezsen de diyar diyar izimi bulamazsın
Değil kapımda köle dal bile olamazsın
Bir ömür değil bir gün yanımda kalamazsın
Bir gün ben susar isem yaşta kalır közlerin
Yanarsın için için göze kaçmaz dumanın
Ağlayıp haykırsan da fazda vermez amanın
Gençlik elden gidiyor geçiyor bak zamanın
Bir gün ben susar isem düşte kalır yüzlerin
Safiye Samyeli
Mermer Taşlar
Çocuk yaşımdan beri gelir gelir giderim
Döktüğüm göz yaşımı silmez şu mermer taşlar
Avuç açar Rahmana sonsuz dua ederim
Çektiğim ızdırabı bilmez şu mermer taşlar
Her bayram sabahında yüreğime gam çöker
Gözlerim pınar olur damla damla yaş döker
Hasretine güç yetmez beni kabrine çeker
Senin gibi yüzüme gülmez şu mermer taşlar
Tırnaklarımla kazır otlarını yolarım
Avuç avuç su taşır güllerini sularım
Kirlerini silerken keder ile dolarım
Bitmez acıma ortak olmaz şu mermer taşlar
Ne ses verir ne selam yedi katlı el gibi
Her biri ihtişamlı sanki selvi dal gibi
Sen karıştın toprağa onlar hala gül gibi
Eskitemez seneler solmaz şu mermer taşlar
Bu gün bayrammış Anam mübarek olsun derim
Ver elini öpeyim serinlesin şu serim
Bu bayram geldim ama seneye Allah kerim
Bir gün ben ölürüm de ölmez şu mermer taşlar
Safiye Samyeli
Savaşın Çocukları
Dört yanı kan kokuyor yokluk ise cabası
Suçlarını bilmiyor savaşın çocukları
Sıcak bir aş görmüyor sırtında yok abası
Boşuna yaş silmiyor savaşın çocukları
Kiminin sağ bacağı kiminse sol kolu
Şarapnele yapışmış gözleri keder dolu
Zalimlerin elinde çizilmiş kader yolu
Huzur ile dolmuyor savaşın çocukları
Tahtadan bacağına ana gibi sarılmış
Acıyarak bakana yüreğinden kırılmış
Konuşmuyor dilleri kaderine darılmış
Neşe ile gülmüyor savaşın çocukları
Yerle yeksan edilmiş evlerinde baca yok
Anaları dul kalmış başlarında koca yok
Okul yüzü görmüyor sınıfında hoca yok
Derslerine gelmiyor savaşın çocukları
Küçücük bedenlere ağır yükler yüklenmiş
Bitmeyen dertlerine yüzlerce dert eklenmiş
Kimisi darbe görmüş kimisi iteklenmiş
Zevkle ekmek bölmüyor savaşın çocukları
Bu dünyada gülmesin kaderimi yazanlar
Cennet yüzü görmesin huzurumu bozanlar
Yaşar iken dünyada bize mezar kazanlar
Ahdan geri kalmıyor savaşın çocukları
Atlas libas içinde giydirip de kuşatsan
Camdan saraya katsan paşa gibi yaşatsan
Sevdiği oyuncakla çevresini donatsan
Yaşamdan zevk almıyor savaşın çocukları
Feryadları eritir başı yüce dağları
Barut altında geçer süt kokulu çağları
Özürlü yaşayacak geri kalan sağları
Sürünüyor ölmüyor savaşın çocukları
Safiye Samyeli
İçimde Bir Korku Var
Güneş ışık saçmıyor raksa durmuş bulutlar
Dört yanımız karanlık görülmüyor hudutlar
Tek tek kayboluyorlar senli benli umutlar
Bir fırtına kopacak seni benden alacak
Korkarım ki bu aşkın sonu hüsran olacak
Medcezirler kurt gibi gezinirken beynimde
Ellerim titreyecek sokulurken koynumda
Belimde bükülecek mahsun kalan boynumda
Aşka hasret kollarım yine bomboş kalacak
Korkarım ki bu aşkın sonu hüsran olacak
Ben bir Leyla sen Mecnun gezeceğiz çöllerde
Belki elden düşmüşüz perperişan hallerde
Sevdamız söylenirken türkü olup dillerde
Gül pembe tenlerimiz ağır ağır solacak
Korkarım ki bu aşkın sonu hüsran olacak
An gelip hüzünlerin poyrazında savrulup
An gelip özlemlerin hicranında kavrulup
An gelip kollar yana düşüp beden devrilip
Hasret sancılarıyla ömürler son bulacak
Korkarım ki bu aşkın sonu hüsran olacak
Safiye Samyeli
Çıldıracaksın
Bir gün öyle bir şiir yazacağım ki sana
Mısraları ben olsa dizeler sen kokacak
Bir gün öyle bir şarkı yapacağım ki sana
Dinledikçe için de fırtınalar kopacak
Sesim yankılanacak sagır kulaklarında
Gözlerini kapatıp kendinden geçeceksin
Yağmurlu gecelerde şehrin sokaklarında
Adım adım dolaşıp herkes den kaçacaksın
Tek tek yâd ettiğinde benli geçen anları
Kadehleri peş peşe fondip kaldıracaksın
Yüreğinde çalınca pişmanlığın çanları
Hicran cehennemin de her gün çıldıracaksın
Safiye Samyeli
Acemi Aşık
Kuş gibi kanat çırptı şu bir avuç yüreğim
Mil çektiğim gözlerim uykulara dalmadı
Sızım sızım sızlarken belim, yanım, küreğim
Gece karanlığına tahammülüm kalmadı
Alaca karanlıkta düştüm ıssız yollara
Döndüğüm her köşede sana baktı gözlerim
Durup sormak istedim gelip geçen kullara
Düğümlendi boğazım yarım kaldı sözlerim
Yâr kapımın önünden yüzlerce insan geçti
Her birine sen diye şaşkın şaşkın bakındım
Umutlarım tükendi hayaller bir bir uçtu
Ah çeken şu dilimi bedduadan sakındım
Otuz iki muhafız tutsak eyledi dili
Bildiğim tüm lisanlar anlamını yitirdi
Ne sarhoşum ne ayyaş ne de aklı zay deli
Tutmadığın o sözler tende canı bitirdi
Neşter vurdun yarama kestin gönül bağımı
Aşk dediğin tuzakta yazık oyuna geldim
Kuma çevirdin benim güvendiğim dağımı
Vuslat denen durakta ben bir başıma kaldım
Baş yastığa düşüp de titreyince bedenim
Ruhumu elem sardı depreşti acılarım
Ne bir arzum var artık ne yaşama nedenim
Ancak makber de diner bu gönül sancılarım
Lokman hekimler gelse el sürdürmem yarama
Dilerim Mevlam beni senden önce öldürsün
Duyar isen salâmı girme safta sırama
Ben gülmedim Dünyada Rabbim seni güldürsün
Safiye Samyeli
Susun
Seviyor demeyin kırarım sizi
O beni sevseydi coşar gelirdi
Sen, ben demez tek bilir bizi
Geçmişte ki dünü boşar gelirdi
Kısa günde kırk kez adımı ansa
Resimlere baksa yüreği yansa
İnansa sevdama sözüme kansa
Surunu bendini aşar gelirdi
Hasret canı yaksa boynu bükülse
Ay karası gözden yaşlar dökülse
Ya sabır çekmekten dişi sökülse
Tırnağıyla dağı eşer gelirdi
Bana gelişini eller duysalar
Neşter vurup canı tenden soysalar
Önüne binlerce engel koysalar
Azgın Fırat gibi taşar gelirdi
Her sözümü radar ile taramaz
Bahane üretip sebep aramaz
Sevda otağımdan böyle ıramaz
Mecnun gibi çöle düşer gelirdi
Nikâhlamaz beni bitmez çileye
Kapatmazdı böyle gamdan kuleye
Başvurmazdı bunca ucuz hileye
Yüreğin peşinden koşar gelirdi
Safiye Samyeli
Duman Duman
Günlerdir bir haberin alamadım yâr senin
Hasta mısın yasta mı söyle nasıl bileyim
İzini süreceğim adresim mi var benim
Hangi şehirdesin sen söyle nasıl geleyim
Alacakaranlık da düşsem uzun yollara
Çalsam tüm kapıları bassam bile zillere
Elimdeki resmini göstererek kullara
Seni kimlere sorup söyle nasıl bulayım
Gündüzlerim karanlık gecelerden farkı yok
Gözlerim kan çanağı kirpiklerim birer ok
Dert dersen katar katar bitmeyecek kadar çok
Mutlu ol diyorsun ya söyle nasıl olayım
Sensiz geceler hicran geçmek bilmiyor zaman
Kayboldu gülüşlerim efkârım duman duman
Sol yanımda deprem var halim ise pek yaman
Sevdam yarım kalmışken söyle nasıl güleyim
Seni sensiz yaşamak yaşar iken ölümmüş
Sevgimden geri kalan avucumda külümmüş
Tattırdığın aşk değil sonu gelmez zulümmüş
Sen içimde yaşarken söyle nasıl öleyim
Safiye Samyeli
Uyan Bacım
Başucunda bekliyor boyun kadar dört kuzun
Uyanda gözlerini aç artık hadi bacım
Üç aydır yanıyoruz bitmiyor inan acın
Uyanda gözlerini aç artık hadi bacım
Uzak yakın dostların birer birer döküldü
Yaktığı ağıtlardan ciğerimiz söküldü
Hekim umut vermiyor bak boynumuz büküldü
Uyanda gözlerini aç artık hadi bacım
Diyorlar kalp iflas da beyni çok hasar almış
Bu ilk krizi değil tedaviye geç kalmış
Ablanız henüz çok genç bu yaşta yazık olmuş
Uyanda gözlerini aç artık hadi bacım
Bilinci açılmıyor çok fazla dayanamaz
Bu gidişle bu hasta bir daha uyanamaz
Uyansa da içiniz sevinçle boyanamaz
Uyanda gözlerini aç artık hadi bacım
Hekimler Allah değil bunu onlar bilemez
Ya Şifa dan ğayrısı kula merhem olamaz
Diyorum ablam cesur hemen öyle ölemez
Uyanda gözlerini aç artık hadi bacım
Sen ki dünya kahrını bal diyerek yutansın
Beşkardeş hepimizi bir arada tutansın
Kalk hadi o yataktan şu hekimler utansın
Uyanda gözlerini aç artık hadi bacım
Abla desem de sana ana oldun hep bana
Hakkını ödeyemem Allah da şahit buna
Böyle acı şakalar yakışıyor mu sana
Uyanda gözlerini aç artık hadi bacım
Safiye Samyeli
Yorgunum Gönül
Görenler zannedecek sanki kırk yıllık açsın
Aza kanaat edip doymuyorsun sen gönül
Bir yudumluk sevgiye bu kadar mı muhtaçsın
Beni adam yerine koymuyorsun sen gönül
Zannetme ki içinde kor közlerin sönüyor
El vursam üzerine avuçlarım yanıyor
İçmeden sarhoş oldun hala başın dönüyor
Çakır keyif halinden aymıyorsun sen gönül
Kaç kez söyledim sana gel artık uslan diye
Elden sana fayda yok sineme yaslan diye
Kes sevdadan umudu içimde paslan diye
Söylediğim sözleri duymuyorsun sen gönül
Mührolmuşsa dillerim sanma sana dargınım
Sana değil sitemim ben feleğe kırgınım
Gelme artık üstüme inan ki çok yorgunum
Zannetme içerimi baymıyorsun sen gönül
Anla artık gel bunu senin kaderin kara
Boş hayale aldanma düşürme bizi dara
Aradan yıllar geçse kapanmaz bak bu yara
Yediğin darbeleri saymıyorsun sen gönül
Safiye Samyeli
Bahtı Karalı Kadın
Biliyorum nefretin sevginden daha büyük
Ne söylesen haklısın bahtı karalı kadın
Gönlün bir derya iken şimdi oldu bir höyük
Ne söylesen haklısın çile kralı kadın
Sen kaçtın aylar boyu ben hep peşinden geldim
Yasak olan sevdamı gönlüme sevap bildim
Sevgimi kurşun yaptım gönül zarını deldim
Ne söylesen haklısın başı saralı kadın
Manolyalar şahitti aşkımı ilan ettim
Titreyen ellerini avuçlarımda tuttum
Ant içmiştim o gün ben bu gün sözümü yuttum
Ne söylesen haklısın derdi sıralı kadın
Bölündü ya yüreğim artı eksi paydasız
Dilimde bin bir ağıt makamları gaydasız
Vuslatı tehir ettim özürlerim faydasız
Ne söylesen haklısın adı maralı kadın
Sahip çıkmadım ben ne aşkıma ne sana
Kütükte adımızı koyamadım yan yana
İster bir korkaksın de ister yüreksiz bana
Ne söylesen haklısın gönlü yaralı kadın
Safiye Samyeli