Vuslata davet

 

*** VUSLATA DAVET ***
Gün kızıla boyandı,
Yine senden yoksunum.
Issız bir adanın feneri kadar yalnız,
Asi bir nehir gibi çılgınım.
Yokluğunun acısında birer birer solar,
Avuçlarımda biriktirdiğim umutlarım.
Sus pus olur sendelerim,

Sünger avcıları gibi vurgunlar yer
Zavallı yüreğim.
Geç gelen baharımda
Ihlamur kokulu sevdamı yaşamak,
Yaşadığım sevdayı yüreğime,
Yüreğimdeki sevgiliyi de
Kollarımla sarmaktır amacım.

Oysa ne ıhlamurlar çiçek açar,
Ne de sevgiliyi sarar kollarım.
Beklemeye mahkûmdur sen kokan İrem bağlarım.
Kader aşılmaz bentler gerer önüme,
Savurur sen kokan mavi düşlerimi
Kuru ardıç dallarına.

Kırlangıçlar yuva yapar sevdamın odağına.
İdamlık mahkûm gibi salınırım darağacında.
Sensiz yeşermez
Kırılır tomurcuğa yüz çeviren dallarım.
Hani diyorum,
Nisan yağmurlarına karışsan,
Yırtsan gelsen geceyi…

Denizle raksa duran yakamozlar utansa,
Gözlerinin güzelliğini
Zühre İle Şimal kıskansa,
Ay tutulsa,
Doğmasa güneş,
Gece üstümüze yorgan olsa…
Vuslat diyorum…

Beklenen vuslat cevh-i leylde bizi bulsa,
Terin terime,
Tenin tenime karışsa,
Sönse yürek harlarım.
Sen yoksun;
Ben Ağustos’ta üşürüm,
Asi kükrer,
Ben Asi’de boğulurum.

Safiye SAMYELI

Okunma Sayisi: 332


Safiye Samyeli siirler facebook sayfasi icin Buraya Tiklayin