Muhteşem Ata Tohumu Projemiz Yarın Sizlerle
Nesilden nesile ulaşacak bu çalışmamızla yine ilklere imza atıyoruz...
✅Yarın Saat 10:00’da Belediye Meydanında ÜCRETSİZ olarak 70 Bin Fide dağıtıyoruz...
✅Karacaören Domatesi
✅Meşhur SANDIKLI Biberi
✅Güre Patlıcanı
Balkonlar Bahçeler yeşillenecek…
Hasret Sarası
Ne çok isterdim şimdi senin ile olmayı
Aradığım huzuru kollarında bulmayı
Tam boynunun altından ten kokunu almayı
Nerden yâdıma düştün yine gece yarısı
Tuttu yine gönlümün hasret denen sarası
Demek böyle oluyor Rabbin kul sınaması
Yokluğunda dinmiyor kalbimin kanaması
Her hece aynı sahne aynı düş sineması
Perdeleri sıyırdım olmuş saman sarısı
Tuttu yine gönlümün hasret denen sarası
Seni anlattım inan gökte yıldıza ay'a
Sonu gelmedi sözün methini saya saya
Çiselendi gözlerim ağladım doya doya
Gelmiyor ki ruhumun senden ayrı durası
Tuttu yine gönlümün hasret denen sarası
O meşhur resmimize damladıkça yaşlarım
Kıskandım bir an seni düşüverdi kaşlarım
Sevdana tavaf ettim kör şeytanı taşladım
Dedim kaybol gözümden o canımın yarısı
Tuttu yine gönlümün hasret denen sarası
Sevdamızın peşinde akbabalar uçuyor
Bizi ayrı görünce yüzünde gül açıyor
Düşündükçe bunları inan keyfim kaçıyor
Öldürecek yâr beni dumanların karası
Tuttu yine gönlümün hasret denen sarası
SAMYELİ olsam bile üşüyorum ben sensiz
Söylesene sevdalım sen mesut musun bensiz
Ben mi hadsizim yoksa söyle kader mi densiz
Bitmedi bitmeyecek bu sevdanın darası
Tuttu yine gönlümün hasret denen sarası
Safiye Samyeli
Yetmiyor
Ne bir arzum kaldı nede bir dilek
Ağzımda ki dile gücüm yetmiyor
Çürüttü bedeni zay etti felek
Başımda ki yele gücüm yetmiyor
Verseler mızrabı titrek elime
Garip gönlüm düşer bin bir eleme
Ne bir nağme gelir ne söz dilime
Sazımda ki tele gücüm yetmiyor
Türkümün yerinde ağıtlar gezer
Çiğ düşer gözümden kirpiğim süzer
Dilde koca eyvah can tenden bezer
Gözümde ki göle gücüm yetmiyor
Her çileyi çeksem kahra dayansam
Gençlik elden gitse derde boyansam
Körkuyu içinde kavrulsam yansam
Gönlümde ki çöle gücüm yetmiyor
SAMYELİ'ne sorsan yurdun neresi
Afyon kara hisar Savran yöresi
Kaybolmuş ecdadın örfü töresi
Bağrımda ki küle gücüm yetmiyor
Safiye Samyeli
Biri Olmalı
Nerde eski insanlar nerde ölümsüz aşklar
Aslı Kerem devrini süren iri olmalı
Nerde o muhabbetler nerde doyumsuz meşkler
Ferhat Şirin kavlini kuran biri olmalı
Kibir kinden sıyrılıp derviş hırkası giyen
Bir lokma ekmeğini eşi dostuyla yiyen
Sen ben derdinden uzak biz bir bütünüz diyen
Sevgi muhabbet ile saran biri olmalı
Gönül muhabbetine yalan yanlış katmayan
Sana sevdalım deyip el koynunda yatmayan
Çıkar için aşkını beş paraya satmayan
Yumruğunu masaya vuran biri olmalı
Yılların acısını sevgiyle silebilen
Senin ile ağlayıp seninle gülebilen
Sevdasının uğrunda yiğitçe ölebilen
Yari için canını veren biri olmalı
Yeni doğan her güne umutla uyandığın
Varlığına şükredip huzura boyandığın
Başı karlı dağ gibi güvenle dayandığın
Gönül gözü ile bakıp gören biri olmalı
Yıllar su gibi geçip yaş kemali bulunca
Gül pembe yanağında gamzelerin solunca
Nazlı belin bükülüp kocakarı olunca
Ağaran saçlarını ören biri olmalı
Ömür sermayen bitip can bedende erirken
Azrail baş ucunda SAMYELİ can verirken
Yalan dünyadan göçüp hakka doğru yürürken
Elleri avucunda duran biri olmalı
Safiye Samyeli
Pişman Değilim
Sevdanın şimşeği gönülde çaktı
Seni sevdiğime pişman değilim
Duygular sel oldu ayyuka çıktı
Seni sevdiğime pişman değilim.
Sevdama bir dirhem değer vermesen.
Ömrümü harcasam kıymet bilmesen.
Gitsen ta Fizana geri gelmesen.
Seni sevdiğime pişman değilim.
Gönül de yeşiller dönse sarıya
Kütükteki yaşım vursa karaya.
Kor ateşe atsan dönsem çıraya.
Seni sevdiğime pişman değilim.
Sinem kül olsa da tükenmez harım
Gazellere döner bahçem de narım.
Bu sevdanın sonu kalsa da yarım
Seni sevdiğime pişman değilim.
Öfkeye kapılıp sitem etsen de.
Beni bir vefasız zalim bilsen de.
Adımı anarken kalleş desen de.
Seni sevdiğime pişman değilim.
SAMYELİ'nin aşkı yürekte derin.
Arttı eksilmedi yürekte yerin.
İstemem cenneti olsa da serin.
Seni sevdiğime pişman değilim.
Safiye Samyeli
Sende Vefasız Çıktın
Sabah güneşim batmış akşama hiç gerek yok
Sende riyakâr çıktın olmayan tahtım gibi
Mutluluğa hasrettim gam kedere gönlü tok
Sende vefasız çıktın gülmeyen bahtım gibi
Ömrümden ömür verip kul etmişken bedeni
Sen hep ızdırap verdin neydi bilmem nedeni
Bakma boşa ardına çağırmam ben gideni
Sende vefasız çıktın gülmeyen bahtım gibi
Senden ayrı bir saat bir saniyem olmazken
Sensiz yediğim aşta tadı tuzu bulmazken
Salâvatsız ismini dudağıma almazken
Sende vefasız çıktın gülmeyen bahtım gibi
Elif gibi dik başı vav misali bükensin
Aldığım her nefeste gırtlağıma çökensin
Ruhumu bedenimden şahadetsiz sökensin
Sende vefasız çıktın gülmeyen bahtım gibi
Bir avuç yüreğimi kırk parçaya böldürdün
Beş paralık kulları hallerime güldürdün
Beden yaşıyor ama bak ruhumu öldürdün
Sende vefasız çıktın gülmeyen bahtım gibi
SAMYELİ,yim şaşkınım sözüne kandığıma
pişmanım yalan yere sevdana yandığıma
Lanet ettim bin kere adını andığıma
Sende vefasız çıktın gülmeyen bahtım gibi
Safiye Samyeli
Nefis
Menfaâtin ağır basar özü görmezsin nefis
Kös artık otur desem dizi kırmazsın nefis
Sanki doru tay olmuşsun dörtnala koşuyorsun
Menzilini şaşırmışsın Şıh'a sormazsın nefis
İşin gücün kibirlenip ortalıkta dolaşmak
İblise çıraklık edip fitnelere bulaşmak
Elbet sana yakışırdı dost düşmanla dalaşmak
Sen ki İnsan düşmanı dertsiz durmazsın nefis
Dünya denen bu evrende bende sarı başağım
Lâkin ne sana köleyim ne iblise uşağım
Ana rahminde bağlanmış bele iman kuşağım
Allah aşkı olan yere kolay girmezsin nefis
Çat kapı çıkıp gelsen de karşında durmaz mıyım?
Bu ne cürettir ki hesabın sormaz mıyım?
Tevhidin tokmağı ile başına vurmaz mıyım?
Oturup da sen döşüme bağdaş kurmazsın nefis
SAMYELİ'yim mahşere dek sürer seninle cengim
Aynı safta buluşmam sararsa da gül rengim
Can Muhammet durur iken sen olmazsın dengim
Rehberi Kuran olana zarar vermezsin nefis
Safiye Samyeli
Kör Kuyu
Ne yakamozun olsun ne ay düşsün gecene
Ne baharların gelsin ne şems doğsun yücene
Ne gönlün bir yâr bulsun nede kavuş ecene
Sende benim gibi dön körkuyunun içinde
Gönül bahçelerinde gül değil zakkum açsın
Menekşeler laleler misk değil zehir saçsın
Kan ter içinde uyan kâbustan uykun kaçsın
Sende benim gibi dön körkuyunun içinde
İtibarı olmasın ağzından çıkan sözün
Derde derman bulmasın ne oğlun nede kızın
Bir gün olsun dinmesin benden yâdigar sızın
Sende benim gibi dön körkuyunun içinde
Pişmanlığın bedeli sarsın tüm bedenini
Başın yastığa düşsün bulama nedenini
Kaysın avuçlarından tutama gidenini
Sende benim gibi dön körkuyunun içinde
Vebalimle kavrulup özün piştiği yerde
Utancından ağlayıp gözün şiştiği yerde
Gecelerin koynunda közün düştüğü yerde
Sende benim gibi dön körkuyunun içinde
SAMELİYİM kuyular boğar mı sandın beni
Ne fırtınalar gördüm değil ki bunlar yeni
Düştüğün o kuyudan çıkartmam gayrı seni
Sende benim gibi dön körkuyunun içinde
Safiye Samyeli
Tezat
Ben nasıl insanım nasıl bir kulum
Sözüm yaşantıma tezat düşüyor
Menzilim kaybolmuş meçhuldür yolum
Özüm yaşantıma tezat düşüyor
Özümden pişmanlık yaşı akarken
Cehennem korkusu ruhu yakarken
Haram amma bile bile bakarken
Gözüm yaşantıma tezat düşüyor
Gözümün gördüğü nefsin oyunu
Hesaba katmıyor eni boyunu
Çarmıha ger desem gel beş duyunu
Közüm yaşantıma tezat düşüyor
Közümün üstüne düşmüyor çığlar
Ah ile vah ile geçiyor çağlar
Baharı görmeden sarardı bağlar
Yazım yaşantıma tezat düşüyor
Yaz ile güzümde esmez SAMYELİ'm
Bülbülüm gam keder susmaz SAMYELİ'm
Yüzünü dostuna asmaz SAMYELİ'm
Yüzüm yaşantıma tezat düşüyor
Safiye Samyeli
Gönül Hırsızı
İn misin yoksa cin mi varlığını sezmeden
Destursuz yüreğime nasılda dalıverdin
Gönül gözüyle bakıp hallerini sezmeden
Hırsız gibi gönlümü nasılda çalıverdin
Seher vakti kuşlukta vakit henüz çok erken
İçerim kan ağlayıp kendi kendimi yerken
Bıktım ben bu Dünyadan bıktım yaşamdan derken
Yüreğimden gamları nasılda alıverdin
Sesinin ahenginde duygular raksa durdu
Alt üst ettin bünyemi nabzım tavana vurdu
Diyorsun ki yârim ol garip sevdamın yurdu
Saman altından suyu nasılda Salıverdin
Ben yıllardır bitmeyen çilemle yarışırken
Doğmayan şafaklarla hınç ile vuruşurken
Yaşayan ölülerin içine karışırken
Nerden çıktın karşıma nasılda buluverdin
SAMYELİ'yim sorarım köyün mü burda senin
Geçerken mi uğradın soyun mu burda senin
Amcan mı vardı yoksa dayın mı burda senin
Ben yolcuyum diyordun nasılda kalıverdin
Safiye Samyeli
Kalbe Format Attırdım
Kalp dört odalı derler sildirdim her birini
Ne anıları koydum ne mazinin kirini
Boşuna aramasın kimse eski yerini
Uzman hekim elinde kalbe format attırdım
Riyakârlar bozmuşlar genlerimi kanımı
Veba gibi sarmışlar bedende dört yanımı
Azrail çıkıp gelip almadan şu canımı
Uzman hekim elinde kalbe format attırdım
Şerefsiz insanları yüreğe yük etmişim
İçime ata ata tükenmişim bitmişim
İyi ki gece gelmiş bu masaya yatmışım
Uzman hekim elinde kalbe format attırdım
Ben riyadan kaçtıkça riyakâr beni buldu
Başım yastığa düştü zalımlar sebep oldu
Şükür henüz ölmedim sadece rengim soldu
Uzman hekim elinde kalbe format attırdım
Nerdeyse giriyordum dönülmeyen yollara
Umut ektim yeniden geri kalan yıllara
Gülüşlerim sadakam olsun zalim kullara
Uzman hekim elinde kalbe format attırdım
Gocunmam verdiğinden yüküm senin Allahım
Can bedende emanet söküm senin Allahım
Evlat mal mülk hepsi boş hüküm senin Allahım
Uzman hekim elinde kalbe format attırdım.
Safiye Samyeli
Amin Deyin Melekler
Semada yükselirken ezanı şerifimiz
Amin deyin duama ey gökteki melekler
Hiç bir zarar görmesin Vatanım Şerefimiz
Amin deyin duama ey gökteki melekler
İblisle dost olanın kalp gözleri açılsın
Pas tutmuş kalplerine nurlu ışık saçılsın
imanın tırpanı ile günahları biçilsin
Amin deyin duama ey gökteki melekler
Sevgi bir tavşan olsun Rikârlarsa tazı
Ömürleri kış geçsin göremesinler yazı
Eksilmesin gönlünden pişmanlık denen sızı
Amin deyin duama ey gökteki melekler.
Sabretsin diyor Rabbim canı çokça yananlar
Onlar olacak bir gün Kevserime kanalar
Cehenneme post sersin kendini halt sanalar
Amin deyin duama ey gökteki melekler
Biliyorum mazlumun ahı hiç yerde kalmaz
Altın yere düşse de rengi sararıp solmaz
Dilerim yalancılar kabirde huzur bulmaz
Amin deyin duama ey gökteki melekler
SAMYELİ bir garip kul ancak Hakka dayanır
Kör sağır ve dilsizdir bundan derde boyanır
Yarın yumacak gözü nasip ise uyanır
Amin deyin duama ey gökteki melekler.
Safiye Samyeli
Bizi Bize Bırakın
İsyan etmem kadere bu benim alın yazım
Acıyıp halimize sakın bizi germeyin
Rabbimin hediyesi gözümün nuru kuzum
Özrünü yüze vurup olur olmaz yermeyin
Ne evladım istedi ne ben diledim bunu
Çözülmez bir bilmece bu işler derin konu
Kâinatın sahibi uygun görmüştü sonu
Ermiyorsa aklınız bu konuya girmeyin
Sınavımız ortada kimseden saklamadık
Merhameti şefkati kulundan beklemedik
El açmadık ellerden ekmek aş istemedik
Çalarsak kapınızı kovalayın vermeyin
Sizleri dost bilipte derdimizi açmaya
Hakkın selamı ile başköşeye geçmeye
Kırk yıl hatırı olan kahveniz içmeye
Evinize gelirsek döşek minder sermeyin
Kem göz ile bakmayın bende anayım ana
Tam yirmi yıldır böyle gezerim yana yana
Gözyaşlarımı bir gün göstermem bile ona
Ben koklarım gülümü sizler gelip dermeyin
Engelli doğdu diye atamam ya kuzumu
Götürüp de pazara satamam ya kuzunu
Ellerimle mezara katamam ya kuzumu
SAMYELİ der kimseyi sakın hakir görmeyin
Safiye Samyeli
Hoş Geldin Nasibim
Ne çok bekledim senin geleceğin bu günü
Felek ile aramda kapanmadı hesabım
Yokluğunda yarımdım yaşadım saymam dünü
Söyle bu güne kadar neredeydin nasibim
Nice fallar kapattım adını hiç bilmeden
Bez bağladım dallara inancımı silmeden
Nihayet geldin bana vadem yetip ölmeden
Söyle bu güne kadar neredeydin nasibim
Dilde ayarım kaydı karışıyor sözlerim
Artık baharlar ile barışıyor güzlerim
Çeyrek asır bekledim nasıl gülmez gözlerim
Söyle bu güne kadar neredeydin nasibim
Sevda ebcedlerinde yüreğimde sızımdın
Aşk için uğraştığım çalmadığım sazımdın
Madem ki bu dünyada benim alın yazımdın
Söyle bu güne kadar neredeydin nasibim
İncitmem bil ki seni üzerine gül kokmam
Esirgerim ellerden araya nifak sokmam
Geç de olsa geldin ya şükür ölümden korkmam
Söyle bu güne kadar neredeydin nasibim
Safiye Samyeli
Hasret Türküsü
Kaç geceyi sabaha sen diyerek ekledim
Doğmayacak şafağı umut ile bekledim
Efkârımı tütünün dumanına yükledim
Yâr diye diye diye özüm yanıyor gülüm
Yastıklar diken oldu derde derman bulmadı
Mil çektiğim gözlerim uykulara dalmadı
Kan damlıyor pınardan gayrı yaşım kalmadı
Yâr diye diye diye gözüm yanıyor gülüm
Yıllar var ki düşlerde yalanlarla avundum
Huriler saf tular ben aşkımı savundum
Sensiz geçen her ana ağıt yaktım dövündüm
Yâr diye diye diye dizim yanıyor gülüm
Darağacından alır her gün beni imanım
Kara sevdaya düştüm bitmiyor ki gümanım
İçerimde yangın var dışa vurmaz dumanım
Yâr diye diye diye közüm yanıyor gülüm
İspata var mı gerek Sen Ferhat'sın ben Şirin
Gönül köşkümde hazır bil ki ebedi yerin
Mızrap tele dokunsa içerim olsa serin
Yâr diye diye diye sazım yanıyor gülüm.
Safiye Samyeli
Utan
Senin ile ben sanki gündüz ile geceyiz
Uzattığın elini her zaman tutan benim
Görenler şaşırıyor sanki bir bilmeceyiz
Gırtlağında kırk düğüm nutkumu yutan benim
Yenildik gönlümüze sevdadır galip gelen
Ayrı geçen günlerde bir sen değilsin ölen
Saklamaya gerek yok biliyor artık bilen
Bir avuç yüreğinde yıllardır yatan benim
Deseler ki Samyeli değil sinende yatan
Çakırdikeni gibi her an soluna batan
Olursa eğer şüphen utan kendinden utan
Senin ahir ömrüne ömrünü katan benim
Safiye Samyeli
Ikra
Köz düşer bahtı kara anaların özüne
Evlat acısı çeken almaz Dünyadan tadı
Nice canlar alındı inanıp el sözüne
Töre değil cehalet yaşananların adı
Allah kalp mi verirdi sevmek günah olsaydı
Ne olurdu sevenler sevdiğini alsaydı
Köyün meydanlarında davul zurna çalsaydı
Evli yazsa kütükte seven kulların adı
Töre diye yıllardır ne canlara kıydılar
Var olan tüm aşkları yaşanmamış saydılar
Kin nefret öfkeye zannetmeyin doydular
İnsan değil ki bunlar süpürgesiz bir cadı
SAMYELİ der gerdekte can vermesin NARE'ler
Ölenlerin adına okunmasın sureler
Kurşunda gizli değil eğitimde çareler
İkra... diyerek başlar ilmi bilen her kadı
Safiye Samyeli
Aşkın Kefareti
Aralansın dudaklar su gibi aksın sözler
Susmasın yar dillerin sensiz gönlüm sefildir
Bu günümden yarına umutla baksın gözler.
Sana olan sevdama kalan ömrüm kefildir.
Belki çok uzaktasın koşup sana gelemem.
Sarılamam boynuna tebessümle gülemem.
Sabaha çıkar mıyım bunu bende bilemem.
Sana olan sevdama kalan ömrüm kefildir.
Susmak büyük cezadır seven kalplerde yara.
Sabır taşı olsam da düşürür beni zara.
Üç beş satır mektup yaz arada bir de ara.
Sana olan sevdama kalan ömrüm kefildir.
Esen sam yellerinde mis kokunu aratma.
İndirme kaşlarını gül çehreni karartma.
Sökme canımı tenden yüreğimi daraltma.
Sana olan sevdama kalan ömrüm kefildir.
Çöz artık halatları bindim sevda gemine.
Enginlere sür beni götür aşkın cemine.
SAMYELİ düşmüş senin gözlerinin demine.
Sana alan sevdama kalan ömrüm kefildir.
Safiye Samyeli
Pamukkalem
Gördüğün her köşede uygarlığın izi var
Geçmişten geleceğe eşiktir Pamukkale'm
Her karış toprağında düşmanların gözü var
Türk'ün şanlı soyuna beşiktir Pamukkale'm
Gece gündüz demeden ne emekler verilir
Laodikya yeniden çıkarken gün yüzüne
Neyi var neyi yoksa göz önüne serilir
Görenin içi titrer yaş inmez mi gözüne
Nice afetler görmüş hala dimdik ayakta
Baş üstünde lahitler tarihe meydan okur
Ne ustada hüner var ne yetişen çırakta
Böylesi bir nakışı hangi nakkaşlar dokur
Sımsıcak suyu ile sarmalarken gireni
Ne gam kalır ne keder nede dizlerde sızı
Kendine âşık eder su içinde göreni
Krala gelin olur çobanın çirkin kızı
Başında ak duvağı sırma gibi telleri
Nazlı bir gelin gibi asırlardır süzülür
Dünya harikasıdır imrendir elleri
Görenler hayret eder dudakları büzülür
SAMYELİ der evrende yoktur bir eşi daha
Allahın bir lûtfudur bizlere Pamukkale'm
Dünyaları verseler biçilmez ona paha
Dört mevsim kucak açar sizlere Pamukkale'm
Safiye Samyeli
Göklerin Efendisi
Gölerin efendisi özgürlüğün sembolü
Dalgalan sen göklerde ay yıldızlı bayrağım
Şehidimin örtüsü genç kızlarımın tülü
Dalgalan sen göklerde ay yıldızlı bayrağım.
Varlığın canımıza bin bir canı katandır
Seni bizlere veren kara yerde yatandır
Dalgalandığın her yer bizim için vatandır
Dalgalan sen göklerde ay yıldızlı bayrağım.
Uğrunda nice canlar verdik yine veririz
Kurşun bitse süngüyle leşi yere sereriz
Sana uzanan eli ta kökünden kırarız
Dalgalan sen göklerde ay yıldızlı bayrağım.
Var mıdır söyle bana Türkleri sindireni
Camilerde okunan ezanı dindireni
Lime lime ederiz gönderden indireni
Dalgalan sen göklerde ay yıldızlı bayrağım
Zannetme Vatanımı it sürüsü bölecek
Haram zade kulların yüzü bir gün gülecek
Bilsen senin uğrunda ne canlar var ölecek
Dalgalan sen göklerde ay yıldızlı bayrağım
Ta Edirne den Kars'a kol koladır Mehmet'im
Uğrunda can versem de ödenemez diyetim
Derki: senin uğrunda şerbettir şahadetim
Dalgalan sen göklerde ay yıldızlı bayrağım.
SAMYELİ der sen benim yüreğimde zarımsın
En mahrem hücrelerde sönmeyecek harımsın
Ak göğsümün üstünde namusumsun arımsın
Dalgalan sen göklerde ay yıldızlı bayrağım.
S.SAMYELİ
***BATAKLIK GÜLÜ***
Bir tebessüm edip güleriz sanma
Sevdanın nazından bıkmış bezmisler.
Kaderine küsüp feleğe yanma
Kavilleşip sanki plan düzmüşler.
Daha dün aşkından deli olanlar
Huzuru neşeyi sende bulanlar
Senin yokluğunda yetim kalanlar
Ettiği yemini çabuk bozmuşlar.
Ne hakime sormuş nede kadı'ya
Ne kula sormuşlar nede dadı'ya
Benzetmişler hemen kötü cadı'ya
Yargısız infazla ipe dizmişler.
Kalmamış verilen sözün önemi
Sona ermiş aşkın meşkin dönemi
Ne ağlamış gözler ne kalmış nemi
Diliyle aşkına mezar kazmışlar.
SAMYELİ der uyan aç gözlerini
Gösterme ellere al közlerini
Vurma yüzlerine her sözlerini
Adını bataklık gülü yazmışlar.
Safiye Samyeli