Muhteşem Ata Tohumu Projemiz Yarın Sizlerle
Nesilden nesile ulaşacak bu çalışmamızla yine ilklere imza atıyoruz...
✅Yarın Saat 10:00’da Belediye Meydanında ÜCRETSİZ olarak 70 Bin Fide dağıtıyoruz...
✅Karacaören Domatesi
✅Meşhur SANDIKLI Biberi
✅Güre Patlıcanı
Balkonlar Bahçeler yeşillenecek…
Özledim
Çiğ düşer gönlüme her gün seherde
Gönlümün gümanı özledim seni
Seni arar gözüm baktığı yerde
Sevdamın bağbanı özledim seni
Sen sevdanın yurdu bense çölüyüm
Sevgi bahçesinin solmaz gülüyüm
Takatim kalmadı sana geleyim
Dizimin dermanı özledim seni
Bükme şu boynumu baktırma yola
Muradım bülbülü konsun bu dala
Aşkın hasadını gel verme ele
Ömrümün harmanı özledim seni
El nederse desin kafana takma
Beni bu ellerde yanlız bırakma
Hasret ateşiyle içimi yakma
Muhabbet yareni özledim seni
Tut elimden ele karşı duralım
Hasret yarasını aşkla saralım
Sen Ferhat ben Şirin dağlar yaralım
Aşkımın fermanı özledim seni
Safiye Samyeli
Riyakar Sevgili
Sorma sakın halimi bu gün nasılsın diye
Ziyankâr sözlerine bil ki darılıyorum
Gelme artık üstüme neyin var anlat diye
Riyakâr gözlerine bil ki daralıyorum
Uçan kuşa anlatsam içinde ki derdimi
Kelama hacet kalmaz çözer idi virdimi
Viraneye çevirdin garip gönül yurdumu
Vurdumduymaz tavrına bil ki geriliyorum
Gündüzleri yâr derken geceleri el saydın
Tutunamadım sana avuçlarımdan kaydın
Katlime ferman verdin ölümle nikâh kıydın
Yaptığın bu zulmüne bil ki kırılıyorum
Kurudu dudaklarım kelam söylemez dilim
Uzanmıyor sofraya kaşık tutmuyor elim
Kaç gün oldu saymadım yerden kalkmıyor belim
Yorgan döşek içinde bil ki seriliyorum
Bir avuç yüreğime sevda zehrini yayıp
Sonra birden kayboldun gönül tahtımdan kayıp
Şimdi hatır sorarsın; ayıp ulan be, ayıp
Her gece ak kefene bil ki sarılıyorum
Safiye Samyeli
Leylam
Lebinden dökülen her söze kandım
Sende benim kadar seversin sandım
Sevda otağında kavruldum yandım
Beni aşk çölüne itensin Leyla'm
Gezdiğim çöllerde sensin serabım
Sensiz perişanım bil ki harabım
İçmeden sarhoşum sevdan şarabım
Elinde meyleri tutansın Leyla'm
Vuslatı ararım görünmez menzil
Gözlerim çağlıyor kurumaz mendil
Dört yanım karanlık kâr etmez kandil
Dipsiz körkuyuya atansın Leyla'm
Taç etmişim aşkı bilesin başa
Sevmedim ki seni tapmışım haşa
Hasret yarasıyım bir baştanbaşa
Aylardır döşümde yatansın Leyla'm
SAMYELİ diyor ki unut sen onu
Bil ki vuslat olmaz bu aşkın sonu
Ölsem kabul etmem bilesin bunu
Çık gel de kaderim utansın Leyla'm
Safiye Samyeli
Çakal
Dokuz yayla yoğurdu yemiş karnı doymamış
İblise gümüş çanak tutan çakallar gördüm
Ağzından çıkanları kulakları duymamış
Söylediği sözleri yutan çakallar gördüm
Diyor ki bura evim çok severim sizleri
Aşağılık dersem de hoşgörün bu sözleri
Aba altından sopa saf sanıyor bizleri
Her önüne gelene çatan çakallar gördüm
Edep nedir bilmeden eşi dostu horlayan
Lal kesilmiş dillerde sabırları zorlayan
Aklı kıt mahlûklara akıl verip harlayan
Palavra kesesinden atan çakallar gördüm
Alçak ve ikiyüzlü ne demektir bilmeyen
Yalaka yandaşlara bol bol alkış yollayan
Kıvırtmaya gelince Asena'yı sollayan
Dost dediği canları satan çakallar gördüm
Âleme yavşak diyor oysa kendi kara bit
Ya çok sarhoş bu şair ya da biraz aklı kıt
Ya haddini bil beyim ya buradan çekil git
Birin yanına bin laf katan çakallar gördüm
Sanma ki sen gidince her kez ardından ağlar
Biz tek yürek oldukça şiir sayfada çağlar
Giden çoktan gitmiştir bizimdir kalan sağlar
Boyu kadar balçığa batan çakallar gördüm
Dost mu yoksa düşman mı belli değil kararı
Faydasından çok fazla bu meclise zararı
Hislerim öyle diyor yakın bunun firarı
Kuzu postu altında yatan çakallar gördüm
Safiye Samyeli
Kimsesiz Bir Garibim
Ne anam var ne babam nede candan sevenim
Ah ettikçe döşümü yıkar yıkar ağlarım
Ne bir isyan edenim ne kadere sövenim
Otuz iki dişimi sıkar sıkar ağlarım
Daha dün bir çocuktum gül açardı yüzümde
Bülbülü kıskandıran nida vardı sözümde
Hüzün salıncak kurmuş şimdi iki gözümde
Aynada ki aksime bakar bakar ağlarım
Gündüzlerim karanlık sanki gecelere eş
Kıraç gönül yurduma doğmadı doğmaz güneş
Ne kafam çakır keyif ne bedenim esrarkeş
Üst üste acı tütün yakar yakar ağlarım
Demeyin şimdi bana çekilmez derdin mi var
Dillerim lal kesiği yüreğimde sönmez har
Şu bedenim ruhuma dar geliyor billa dar
Derviş gibi dağlara çıkar çıkar ağlarım
Buğulanmış gözlerle dönüp baktım dünüme
Ben huzuru ararken dertler çıkmış önüme
Yinede şükür olsun yaşadığım günüme
Mahsun garip boynumu büker büker ağlarım
Safiye Samyeli
Sen En Büyük Günahımsın
Aklımda olmadan soktun fikrime
Uykularım haram oldu bu gece
Ortak olmuşken yâr dilde zikrime
Dualarım yarım kaldı bu gece
Kara bulut gibi her gün çilettin
El açıp mevladan aşkı dilettin
Vuslat sabrı ile dişi bilettin
Sitemlerin canı yoldu bu gece
Gönlünde ki köşkte barınamadım
Sevdanın kürküne sarınamadım
Ne etsem de sana yaranamadım
Okların hedefi buldu bu gece
Perdeyi çekmeden baktığın camdan
Görmeden gerçeği ittiğin zandan
Usandım bu cana ektiğin gamdan
Gözlerim kanla doldu bu gece
En büyük günahım sevabım sensin
Aklımı zay eden şaşırtan gensin
Dokunma sineme bırak da yansın
Kaderi çizdiğin yoldu bu gece
SAMYELİ derki yüküm mü ağırdı
Hangi gün kızdım ben dilim bağırdı
Gözlerim kördü yâr kulak sağırdı
Gelecek umutlarım soldu bu gece
Safiye Samyeli
Lades
O bir nebze ilgini esirgedin ya benden
Sunma artık istemem götür de ellere ver
Unuttum her kusuru sevgi dilendim senden
Açmam artık elimi götür de yellere ver
Kör sağır dilsiz oldum üç maymunu oynadım
Sürmedim hiç gönlümden yad elleri koymadım
Yaşatmadın sevdamı yâr sevgine doymadım
Layık görmedin bana götür de kullara ver
Lades dedim bu aşka sonumu bile bile
Feda olsun uğrunda çektiğim bunca çile
Bana sevgi dilettin istemem sende dile
Bülbül olda sevdanı götür de güllere ver
Lades gibi aklımda tutuyorken ben seni
Zamanın aşımına uğratıyorsun beni
Sevdamızın korunda yanmayan soluk teni
İstersen sök bedenden götür de çöllere ver
Batmasın ayağına hiç bir gülün dikeni
Düşman bilirim sana gamla keder ekeni
Kadir mevlam görüyor her gün acı çekeni
Aşktan arda kalanı götür de göllere ver
Safiye Samyeli
Suçluyum Biliyorum
Suçluyum biliyorum seni sevdiğim için
Kör olsun şu gönlümün seni gören gözleri
Bir sebep sorma bana nedendir niye niçin
Lal olsun muhabbete sözü deren dillerim
Gönlümün semasında ani şimşek çaktırdın
Zay ettin şu aklımı Leyla gibi baktırdın
İşledin iliğime alev alev yaktırdın
Kırılsın tutman için fırsat veren ellerim
Cemre düştü gönlüme yalan sevdana kandım
Kıraç gönül yurduma yağan rahmetsin sandım
Lebinden içtim zehri kavruldu içim yandım
Sökülsün suçsuz gibi masum duran kollarım
Gönül tezgahlarım da yasak aşkı dokuttun
Dilde zikirdi adın hadis gibi okuttun
Çürüttün köklerimi goncaları kokuttun
Kurusun aşk bağına koku seren güllerim
Aramıza set çektin surların yıkılmıyor
Allahın bir selamı dilinden dökülmüyor
Seni böyle severken el gibi bakılmıyor
Silinsin vuslat için hayal kuran yıllarım
Eğer sevmek kusursa sekizde sekiz suçum
Sevgiye doymuyorum susadım aşka açım
Uğrunda ağardı bak kalan bir tutam saçım
Aleme ibret olsun aşk dilenen hallerim
Safiye Samyeli
Dost Dediğin Cana Candır
Gerçek dost okyanusun dibinde bir incidir
Dost dediğin dostunun üzerine basar mı?
Gün gelir ki bu dostlar kardeşinden öncedir
Dost dediğin dostunu yargılarda asar mı?
Kardeşçe duygularla almışken önde safı
Tutmamış dilini yapmış olsa da gafı
Hoş görüyle bakmalı unutmalı o lafı
Dost dediğin dostunun karşında susar mı?
Varlığınla mutluyum aziz kardeşim derken
Soldurmayın gülleri vakit henüz çok erken
Bir fincanlık kahvenin kırk yıl hatırı varken
Dost dediğin dostuna bir söz için küser mi?
Yaratanın hatrına sevin bütün kulları
Size doğru koşana kapatmayın kolları
Öfkenize yenilip çevirmeyin yolları
Dost dediğin dostundan selamını keser mi?
Safiye Samyeli
Bana Aşkı Diletme
Çok şey istemiyorum inan ki yârim senden
Günde bir kere olsun gözlerime bak yeter
Seni böyle severken uzaklaşma gel benden
Gözlerimden gönlüme usul usul ak yeter
Kanım ol damarımda önce kalbime ulaş
En mahrem duygularla gönlünce gezip dolaş
Duman karası gibi her bir zerreme bulaş
Ayda bir kere olsun gül tenimi kok yeter
Gel artık insaf eyle bana aşkı diletme
Güz yorgunu gönlüme kederleri çiletme
Otuz iki dişimi sabır ile biletme
Yılda bir kere olsun al koynuna sok yeter
Aşka düştüm düşeli uğramaz oldu sefa
Suçum sevmek mi benim nedir çektiğim cefa
Benim gizli yarama ancak sendedir şifa
Ya güldür şu yüzümü ya bu canı sök yeter
Safiye Samyeli
Hasret Kaldım Yine Sana
Aldı zalim gurbet seni elimden
Hasret ne demektir bilirim balam
Hayır dualarım düşmez dilimden
Sağ salim dönüp gel dilerim balam
Yüreğim cehennem dünyamsa koğuk
Odam buz kesiyor yatağım soğuk
Titriyor nefesim sesimse boğuk
Sanma yokluğunda gülerim balam
Gökteki güneşim yıldızım ayım
İçtiğim tütünüm bardakta çayım
Hasret oldu yine kaderden payım
Tutam tutam saçı yolarım balam
Pırlantam yakutum incim gümüşüm
Derdimin dermanı yürek gülüşüm
Dirhem dirhem her gün sessiz ölüşüm
Canımdan sana can bölerim balam
Olur da ayağın değerse taşa
Olmayacak işler gelirse başa
Teslim olmam bil ki borana kışa
Düşerim yollara gelirim balam
Safiye Samyeli
Ömrüm Ömrüm
Derlerse ki unut onu
Kulağına koyma ömrüm
Bu sevdanın hüsran sonu
Yâd elleri duyma ömrüm
Boşa geldi geçti ömrüm
Hicran beni seçti ömrüm
Yazık oldu gençliğime
Ellerimden uçtu ömrüm
Terk eyleme yar koynumu
Bitmez etme oyunumu
Bükme şu garip boynumu
Beni yetim koyma ömrüm
Boşa geldi geçti ömrüm
Hicran beni seçti ömrüm
Yazık oldu gençliğime
Ellerimden uçtu ömrüm
SAMYELİ senin güdersen
Vuslatına sabredersen
Gün gelirde gor gidersen
Gençliğine doyma ömrüm
Safiye Samyeli
Soğuk Odalar
Saatler gün oldu günlerse sene
Gözlerim yollara takılı kaldı
Hüzünle dost olduk ne yazık yine
Kederler üstüme yıkılı kaldı
Ay bile doğmuyor bir hoş geceler
Üstüme geliyor sarhoş geceler
Şafağı sökmeyen berduş geceler
Şemsimin önünde dikili kaldı
Beklerken seni soğuk odamda
Şarkılar söyledim hüzzam makamda
Döktüğüm yaşların tuzu yakamda
Ellerim koynumda sokulu kaldı
Senden gelecek bir haber beklerken
Üst üstüne acı tütün eklerken
Gönlümden geçeni dilde saklarken
Otuz iki dişim sıkılı kaldı
Kul oldum gönlüne sitemim çoktur
Yokluğun sinemde çelikten ok'tur
Zûl oldu günlerim mecalim yoktur
Hasretinden boynum bükülü kaldı
SAMYELİYİM ama esemiyorum
Feleğin yolunu kesemiyorum
Kızsam bile sana küsemiyorum
Sevdan yüreğimde çakılı kaldı
Safiye Samyeli
Efkarım Duman Duman
Diş ağrısından beter sol yanımda ki sızın
Kabir azabı gibi zor geliyor bu gece
Kulaklarımda çınlar hoşça kal diyen sözün
Senden ayrı kalması ar geliyor bu gece
Yokluğunun acısı işlerken canda tene
Öksüz çocuklar gibi garip kaldım ben yine
Günlerim ay oluyor aylarsa koca sene
Dört bir yanım zemheri kar geliyor bu gece
Serimin üzerinde efkârlar dolaşıyor
Hasret yüklü gönlüme hüzünler bulaşıyor
Mil çektiğim gözlerim uykuyla dalaşıyor
Baş koyduğum yastıklar kor geliyor bu gece
Elimde ki resminde mis kokunu ararken
Zülfün siyah telini düşlerimde tararken
Titreyen ellerinle acı tütün sararken
Çektiğim her bir nefes har geliyor bu gece
Çatladı çatlayacak sanki gönül kafesim
Artık çana yük oldu aldığım her nefesim
Sensiz bir ölüyüm ben kalmadı ki hevesim
Şu koskocaman Dünya dar geliyor bu gece
Safiye Samyeli
Gizli Güzel
Sevdan içerimde saklı bir yara
İçin için her gün sızlarım güzel
Hasretin bu canı düşürse dara
Söylemem ellere gizlerim güzel
Mahremimdir sevdan döşümde yatar
Varlığın bu cana bil ki can katar
Mühreylerim dili sözümü tutar
Uzaktan uzağa izlerim güzel
Sevda pınarımdan akan zülalim
Gündüz güneşimsin gece hilalim
Gönlüm ister olsan benim helalim
Kül olmaz içimde közlerim güzel
Samyeli der bana yüksekten bakma
Kaybolma rüyamdan düşümden çıkma
Bırakma elimi umudu yıkma
Bu canı ölümle sözlerim güzel.
Safiye Samyeli
Kırık Divit
Güneşin doğuşunu beklerken
Gerilmiş yaydan fırlayan
Çelik bir okla vuruldu umut güvercinlerim
Kana bulandı ayağına bağladığım
Buram buram sevda kokan
Hasret yüklü aşk şiirlerim.
Masum bir çocuk kadar günahsız iken
Kafiyeler anlamsız
Uyaklar yitik
Heceler öksüz kaldı,
Artık haykırmıyor
Seni seviyorum diyerek başlayıp,
Sensiz ben bir hiçim diyen imğelerim.
Ne bir mührü var üzerinde
Nede pulu
Adresine ulaşmayan mektuplar gibi
Nasırlı avuçlarımda kalakaldı
Hüznün dem vurduğu gecelerde
Gözlerimden damıttığım kana,
Mürekkep niyetine divitime batırıp
Acemi bir nakkaş gibi
Ak sayfalara nakşettiğim yürek seslerim.
Artık ne bir hokkam var
Nede ucu kırık divitim.
Kıblesi yitik bir şehirdeyim.
Kime adres sorsam muamma
Her köşe başı çıkmaz bir sokak.
Şimdi ben bu ölü güvercini
Kana bulanmış sevda şiirlerimi
Söyleyin hangi mezarlığa gömeyim?
Safiye Samyeli
Nazar Değdi
Nazar değdi geldik göze
Her gün ben ağu içerim
Sevmiyorsan söyle yüze
Gam ile gaflet biçerim
Desen ki duyguda fakir
Görsen bile beni hakir
Bil ki adın dilde zikir
Nur içinden nur seçerim.
Etme yârim bana zulüm
Zehir düşer kana gülüm
Erken gelir cana ölüm
Tatlı canımdan geçerim
Samyeliyim kızgın çölde
İzim vardır her bir gülde
Durmam bil ki ben bu elde
Yalan dünyadan göçerim
Safiye Samyeli
İki Gönül Bir Olunca
Seven yürek çöl olmaz mı
Gözden düşen göl olmaz mı
Diken bile gül olmaz mı
İki gönül bir olunca
Bağda güller derilmez mi
Yâr yoluna serilmez mi
Uğrunda can verilmez mi
İki gönül bir olunca
Uzak yakın edilmez mi
Gece gündüz gidilmez mi
Sevda kalp de güdülmez mi
İki gönül bir olunca
Atın yüzük alınmaz mı
El kapısı çalınmaz mı
Kaynanalar salınmaz mı
İki gönül bir olunca
Safiye Samyeli
Çık Gel Sevdiğim
Hüzün çadırını sineye kurmuş
Kaynağa sığmayan pınar kurumuş
Kaderde yüreğe kul olmak varmış
Bir şafak vaktinde çık gel sevdiğim
Surunu bendini yık gel sevdiğim
Yüreğim büyüktür sanma ki minik
Gönlümün mihrabı sevgiye dönük
Deme ki duygular nağmeye yenik
Bir şafak vaktinde çık gel sevdiğim
Surunu bendini yık gel sevdiğim
Sam Yeli esince camlara vurur
Gelmeyen vuslatı anlatır durur
Asumanda güneş yapmadan gurur
Bir şafak vaktinde çık gel sevdiğim
Surunu bendini yık gel sevdiğim
Safiye Samyeli
Yarim Dilden Gözden Irak
Yârim gözden dilden ırak
Benden öte yol eyledi
Fikrine yerleşmiş firak
Canı bezgin kul eyledi
Yoldan geçen köçeklere
Allı morlu çiçeklere
Kurda kuşa böceklere
Selam veren dil eyledi
Görmez beni gara gözü
Tersine çevirir yüzü
Yalan oldu her bir sözü
Uçup giden kül eyledi
Gerçek oldu düşte korkum
Talan oldu gönül çarkım
Kalmadı maraldan farkım
Bir sevdaya zûl eyledi
Samyeli der ahım olmaz
Ettiğin yanına kalmaz
Beden çürür ruhlar ölmez
Musallada sal eyledi
Safiye Samyeli