Muhteşem Ata Tohumu Projemiz Yarın Sizlerle
Nesilden nesile ulaşacak bu çalışmamızla yine ilklere imza atıyoruz...
✅Yarın Saat 10:00’da Belediye Meydanında ÜCRETSİZ olarak 70 Bin Fide dağıtıyoruz...
✅Karacaören Domatesi
✅Meşhur SANDIKLI Biberi
✅Güre Patlıcanı
Balkonlar Bahçeler yeşillenecek…
Nasihat
Aykarası gözleri kapatırda açmazsam
Yüzünüze bakıp da tebessümler saçmazsam
Azrail'in elinden kurtulup da kaçmazsam
Ardımdan feryat edip sakın ağıt yakmayın
İstişare eyleyin hastaneyle hekimle
Bağışladım her uzvu evraklarla dökümle
Ruhum huzur bulacak acısız bu sökümle
Cennetlik umudumu sakın ola yıkmayın
Söyleyin cerrahlara kalbe neşter vurmasın
Kati kararım budur çenesini yormasın
Saygı duysun fikrime sebebini sormasın
Sizden son isteğime sakın karşı çıkmayın
Bu kalbin yükü ağır ben yandım el yanmasın
Her gördüğü kullara inanıpta kanmasın
Gün gelip de adımı bedduayla anmasın
Kabrimi daraltıp da bedenimi sıkmayın
Birlikten kuvvet doğar kardeşcek ayrılmayın
Sudan sebepler ile çekilip sıyrılmayın
Dimdik ayakta durun acınıp kayrılmayın
Sizden alçak olana kem göz ile bakmayın
Ben sizlerden razıyım Rabbim de sizden olsun
İstemem ömrünüzce dert gelip sizi bulsun
Benden geriye size SAMYELİ namım kalsın
İnsan olun evladım insanlıktan çıkmayın
Safiye Samyeli
Nerede O Eski İnsanlar
Yazık ki Ademoğlu iblisle yarışıyor
Tütsü kokularında ayin yapanlar gördüm
Vicdan denilen duygu nefisle karışıyor
Nefsi uğruna şerden payı kapanlar gördüm
Eski adamım deyip göz boyayıp söz veren
Gönül zırhını delip zorla içeri giren
Sevda otaklarından riya ile gül deren
Secde edip sevdaya aşka tapanlar gördüm
Peri masalı gibi üç günlük düş yaşatıp
Aşk uğruna cihana kılıç kalkan kuşatıp
Yalancı sevdaları yüreğinde taşıtıp
Kendisi ağır ağır yâr den kopanlar gördüm
Yargısız infaz edip gönülleri kurutup
Katline ferman verip yürekleri eritip
Vuslat günü gelince bahaneler üretip
Yürüdüğü yollardan geri sapanlar gördüm
Eski adamlık buysa devrilsin o boyunuz
Kurulsun kara kazan tez kaynasın suyunuz
Dünya denen şu handa üremesin soyunuz
Cehennemin narına gözü kıpanlar gördüm
Safiye Samyeli
Sana Gücendim
Elleri günleri koyma araya
Ben ellere değil sana gücendim
Elinle tuz bastın eski yaraya
Ben ellere değil sana gücendim
Kaç mevsim değişti gittin gideli
Ödettiğin diyet neyin bedeli
Eller değil beni sen ettin deli
Ben ellere değil sana gücendim
Sen bana güneştin ben sana aydım
Vuslata takvimden günleri saydım
Söktürdün şafağı çaresiz kaydım
Ben ellere değil sana gücendim
Tutkundum oysa ben bakır sarına
Sevda büyütmüştüm senli yarına
Aşkla dokunmadın gönül zarına
Ben ellere değil sana gücendim
Sensin dedim benim sevda denizim
Güldürmedin yüzü soldu benizim
Tütün dumanından yandı genizim
Ben ellere değil sana gücendim
Gönderde aşkının veda mendili
Devrildi gönlümün sevda sandalı
El dediğin kim ki kapı mandalı
Ben ellere değil sana gücendim
Yüreğime umut verirken gözün
Yalanmış sözlerin sahteymiş özün
Bir ömür sönmesin pişmanlık közün
Ben ellere değil sana gücendim
Gez dolaş şimdi sen yeşil vadi'ni
Bensiz doldur ömür denen vadeni
Kader deme şimdi sendin nedeni
Ben ellere değil sana gücendim
Âlem kıskanırdı sana tutkumu
Nasılda sıyırdın senden sıtkımı
Helal etmem bil ki sana hakkımı
Ben ellere değil sana gücendim
Safiye Samyeli
Ağama Mektup
Kendim buradayım,hayalim orda,
Ayrılmazdım ,muhanet var arada.
O bir mektubunda yazıver bacı,
Ben gideli neler oldu sılada..?
Yücelerden köyümüze bakarken,
Küçük dere nazlı,nazlı akarken.
Beni hatırından çıkarma bacı,
Her tarafı lale sümbül kokarken..
Elele tutuşup yola düşmemiz,
Çiçeklerden menekşeyi seçmemiz.
Unutulur şeymi sen söyle bacı.?
Gündeğmezde soğuk suyu içmemiz...
Güzeller giyinsin yeşili alı
Çiçeğe bürünmüş hasretlik dalı
Sizin geçtiğiniz köy yolu bacı.
Yol değil gönlüme serilmiş halı..
Sürüler kavalla suyu içerken,
Tarlada türküyle ekin biçerken,
Dikkat et kokumu alırsın bacı,
Başaklar üstünden rüzgar geçerken..
Bu hasretlik birgün olur dinermi,?
Dinmesede ayrılığı yenermi.?
Kardeşin gurbette emekçi bacı,
Kaderimiz birgün acep dönermi ?
Der DURAK'ım ömrüm sanki bir nehir
Tükendi kalmadı doluyor mehir
Fakire hoş gelir çekilen kahır
Bu köhne cihandan göçmemek olmaz
Safiye Samyeli
Doktor Bey
Çok uzak diyarlardan geldim senin kapına
Can huzurdan kaçar mı söylesene doktor bey
Bu ara pek muhtacım merhemine hapına
Böyle ömür geçer mi söylesene doktor bey
Şafak ile çıktım ben düştüm geldim yollara
Anlatamam derdimi dost görünen kullara
Tükendi umutlarım döndüm sönmüş küllere
Böyle ömür geçer mi söylesene doktor bey
Düşündükçe maziyi bazen gözlerim dalar
Görenler zanneder ki dudakları bal yalar
Oysa bitmez kederler beni eleme salar
Böyle ömür geçer mi söylesene doktor bey
Yastık başa batıyor uykular kırka bölük
Beynimde ki ur değil sanki koca bir sülük
Nabız desen tavanda betim benzim hep soluk
Böyle ömür geçer mi söylesen doktor bey
İster yatır masana neşter ile yar beni
İster kurtar istersen ak kefene sar beni
Bıkmışım zaten candan öldürecek ar beni
Böyle ömür geçer mi söylesene doktor bey
Şu yalancı dünyada her gün daralır yerim
Düşün düşün sonu yok çatlayacak bu serim
Tevekkül etmişim ben gerisi Allah kerim
Böyle ömür geçer mi söylesene doktor bey
Safiye Samyeli
Son Mektup
Bunlar son satırlarım bu sana son mektubum
Postacının yolunu boş yere hiç bekleme
Sanma ki çok zalimim sanma ki çok ketumum
Ayrılığın suçunu yalnız bana yükleme
Ne bir yalanım oldu ne de seni kandırdım
Dilimden düşen her bir sözüm bil ki yemindi
Ne bir hevesti sevdam ne boş yere yandırdım
Ölümsüz sevdiğine bu yüreğim emindi
Kaldır dedin mantığı bir kenara bıraktım
Aktı gönlüm gönlüne Zühre'ye yandaş durdum
İlk kez seviyordum ben aşk yolunda çıraktım
Ne araştırdım seni ne geçmişini sordum
Arımsın namusumsun şahadetimsin dedin
Kuş kadar yüreğimi avuçlarına verdim
Sevgine kul köleydim belki de arsız kedin
Onur gurur ne varsa ayakaltına serdim
Manolyalar şahitti mehtaplı o gecede
Yüreğim yüreğine koşulsuz köle oldu
Sana seslendim her gün deste deste hecede
Kalemler raksa durdu yüzlerce sayfa doldu
Yıldızlar gibi kaydın yalan oldu sözlerin
Kan beynime sıçradı yüzümde döndü nevir
İster su serp üstüne ister yansın közlerin
Yâr demem artık sana çoktan geçti o devir
Safiye Samyeli
Ahşaptan İki Oda
Nice arzular gizli gönlümün pınarında
Kırk kara kış eskittim değişmedi hislerim
Şırıl şırıl akan bir derenin kenarında
İki oda yapacak yerim olsun isterim
Bacasında leylekler yuva yapsın gezinsin
Menekşeler Laleler bahçesinde bezensin
Görenler gıpta etsin cennet diye özensin
Şalvarımda topraktan kirim olsun isterim
Kümeste civcivlere her sabah yem dökeyim
Koyun kuzu meleşsin ben onlara bakayım
Tarlamıza her mevsim farklı tohum ekeyim
Alnımda helalinden terim olsun isterim
Seccadesini benim seccademle eşleyen
Sevgi muhabbetini iman ile isle besleyen
Beni göremeyince Sultan diye sesleyen
Adam gibi adam bir erim olsun isterim
Görenler diyorlar ki benziyorsun düşküne
Yıllar yorgun ben yorgun nasıl dönmem şaşkına
Çok mu şey istiyorum sizce Allah aşkına
Yalan dünyadan azcık kârım olsun isterim
Safiye Samyeli
As da Git
Aylar var ki yakana yapışmışım bit gibi
Ayağına bağ oldum üzerime bas ta git
Sonu yok sitemlerin ürüyorum it gibi
Elinde ki tasmamın iplerini kas da git
Deme ki şimdi bana yürekle söz uymuyor
Şekvaya hiç gerek yok samıt gibi sus da git
Sağır olmuş yüreğin feryatları duymuyor
Bir bahane bul hadi yalan yere küs de git
Alıştım nasıl olsa bitmez kara kışlara
Sevdan ile yeşeren filizleri kes de git
Ayağın takılmasın yerde duran taşlara
Sonbahar yeli gibi yüreğimden es de git
Koparma sevenlerle aranda ki bağını
Değer verdiklerini al bağrına bas da git
Nasıl tattırdın bilmem yalan sevda ağını
Katlimin fermanını yâr boynuma as da git
Safiye Samyeli
Bana Da Yer Ayırın
Zannetmeyin vefa yok zannetmeyin unuttum
Keyfe kedere dalıp sizleri aramadım
İrin aktı gözümden yanağımda kuruttum
Baş yastık dan kalkmadı sizlere varamadım
Taşlarınız kirlidir gelip silemiyorum
Yerimi kim doldurur artık bilemiyorum
Af eyleyin siz beni bu yıl gelemiyorum
Arzunuz var mı diye lütfedip soramadım
Siz gideli öksüzüm kanatlarım hep kırık
Yetim kalmış ömrümün bayramları hep buruk
Çatlıyor şakaklarım başımda koca sarık
Huzura giden yolu bir türlü yaramadım
Ey anam babam bacım rahat mısınız orda
Siz gideli huzuru bulamadım ben burda
Elbet bende gelirim ne kalmış sanki şurda
Şeytanın bacağını ne yapsam kıramadım
Görenler çok mesudum bahtiyarım sanıyor
Oysa nerden bilsinler benim içim yanıyor
Depreşti acılarım eski yaram kanıyor
Derman yok kollarım da el vurup saramadım
Dev gibi umutlarım dönüşünce cüceye
Gündüzlerin farkı yok döndü hepsi geceye
Anlatsam da derdimi sığmaz bin bir heceye
Yeni baştan kendime bir dünya kuramadım
Her zorluğun önünde dağ gibi dikilirdim
Ne bir tehditden korkar ne geri çekilirdim
Hiç aklıma gelmezdi ben böyle yıkılırdım
Bu bayram karşınız da ayak da duramadım
Ne düşünün burayı nede bana kayırın
Emmim dayım nineme selamı duyurun
Yakında ben ordayım banda yer ayırın
Gülmeyen kaderimi anlından vuramadım
Safiye Samyeli
Neye Yarar
Tarih tekerrür etti depreşti acılarım
İrdeleyip suçluyu bulsanız neye yarar
Cirit atar tenimde bitmeyen sancılarım
Lokman hekimi bulup gelseniz neye yarar
Hem kör, hem dilsiz hem de,kulakları sağırdım
Feryat ettim her gece avaz avaz bağırdım
Tutun elimden dedim yardımıma çağırdım
Şimdi her an yanımda olsanız neye yarar
Ben bir adım yaklaştım siz on adım kaçtınız
Attınız kör kuyuya başıma dert açtınız
Tırmandım düz duvara gözüme kum saçtınız
Şimdi gözyaşlarımı silseniz neye yarar
Sayenizde karardı üç günlük yalan dünyam
Ne bir arzum var arık ne hevesim ne hülyam
Elbet bir gün okunur benimde naciz künyem
Bundan sonra kadrimi bilseniz neye yarar
Bedenime zimmetli yastığımla yorganım
Darağacım kurulmuş boynundadır urganım
Yok artık bir dileğim size kalsın kurbanım
Koç yerine deveyi alsanız neye yarar
Hayatım alt üst olur sağlığım bozulunca
Kazma kürek ellerde makberim kazılınca
Ak mermerin üstüne SAMYELİ yazılınca
Her biriniz ulema olsanız neye yarar
Safiye Samyeli
Namerdim
Sen diyerek her gece hasret sardım bağrıma
Bu hasreti bağrımdan silmezsem ben namerdim
Yeter ki bir cevap ver vuslat kokan çağrıma
Şu canımı ömrüne ilmezsem ben namerdim
Bir haber ver razıyım şuradayım yâr diye
Sensiz koca cihana sığmıyorum dar diye
Ara beni,bul beni, kor sinene sar diye
Tan yeri ağarmadan gelmezsem ben namerdim
Dilde hasret türküsü elimde yırtık resmin
Türkümün nakaratı dilimde kutlu ismin
Gözlerimin önünden silinmeden yâr cismin
Kapı kapı dolaşıp bulmazsam ben namerdim
Titreyen ellerimden düşmüyorken mendilim
Tek yoldaşım tütünüm birde kara kandilim
Hangi yanıma dönsem sen oluyor menzilim
Seni gönlüme kıble bilmezsem ben namerdim
Yalnızlık hırkasını üzerimden soyunca
Vuslat bizim olu da gönül aşka doyunca
Ak gerdanın üstüne buseleri koyunca
Her gün şükür namazı kılmazsam ben namerdim
İster aşık de bana istersen aklı kaçık
İster çok seviyor de istersen biraz uçuk
Kulun hacet kapısı açık olurmuş açık
Yâr sevdanın uğrunda ölmezsem ben namerdim
Safiye Samyeli
Cemre
İstişare edildi detayları saptandı
Karaçay,Honaz,Çal'dan kabakları toplandı
Samsun'dan sapı geldi notalarla kaplandı
Ustaların yolunda haz oldu bizim Cemre
İtinayla kesildi gövdeleri oyuldu
Aylarca emek verip kabukları soyuldu
Üçüz bebekler gibi yan yanına koyuldu
Ustaların kolunda naz oldu bizim Cemre
En üstte asil Cura diyor ki ben soyluyum
Orta yerde bağlama diyor uzun boyluyum
En altta minik Cura diyor teke huyluyum
Ustaların solunda köz oldu bizim Cemre
Efe bastı bağrına mızrap tele dokundu
Mehmet Dağal coştukça ne türküler okundu
Görenler hayran oldu ardı sıra bakındı
Ustaların dilinde söz oldu bizim Cemre
Kıskanırdı beklide Özay Gönlüm görseydi
Ömrü vefa etse de bu günlere erseydi
Hiç itiraz etmezdi Ozan efe verseydi
Ustaların elinde saz oldu bizim Cemre
Efenin saz evinden kabaklar saz oluyor
Meraklısı arayıp Avrupa'dan buluyor
Emek değer görünce gönle huzur doluyor
Ustaların belinde kız oldu bizim Cemre
Safiye Samyeli
Sen Mecununsun Ben Leyla
Sen azılı militan ben ise yorgun nefer
Ak bayrak sallayalım bitsin artık bu sefer
Günler su gibi aktı boş tükettik yazları
Çık gel hadi sevdiğim paylaşalım kozları
Bir dargın bir barışık bu iş yürümez böyle
Otur karşıma hadi konuş derdini söyle
Sitemim olmaz sana bil ki eğmem kaşları
Söz sende buyur hadi dök etekten taşları
Şu bir avuç yüreğim yük mü oluyor sana
Güvenin mi yok senin küs müsün yoksa bana
Gönlüme elem salar vurdumduymaz hallerin
Susma ne olur konuş çözülsün lal dillerin
Leblerinden çıkanı sukut ile dinlerim
Muhabbetin özünü yüreğimde demlerim
Sen Mecnunsun ben Leyla uzun lafın kısası
Çok sevenler kavuşmaz budur Dünya yasası
İster tut ellerimden bu yasağı delelim
İster bak gözlerime sessiz veda edelim
Ellerim boş kalırsa sanma leb den ah çıkar
Bir yüreksiz sevmişsem işte beni bu yıkar
Safiye Samyeli
Kardelen
Dün gibi hatırlarım Dünyaya gelişini
Yâd ettikçe o günü duruyorum Kardelen
Silemem hafızamdan o masum gülüşünü
Siper ettim sinemi koruyorum Kardelen
Yumuk yumuk ellerin ay karası gözünle
Meleklere eş değer masumane yüzünle
İlk kez baba diyen o ömre bedel sözünle
Her gece bin bir hayal kuruyorum Kardelen
Sararmış albümlerde resimlere baktıkça
Yokluğunun acısı yüreğimi yaktıkça
Efkarım duman duman kan beynime çıktıkça
Kaderi tam alnından vuruyorum Kardelen
Kader mi ayırmıştı yoksa kullar mı bizi
Hangi kanun kopartır babasından bir kızı
Kimin eseri bilmem içimizde ki sızı
Suçumuz neydi diye soruyorum Kardelen
Yokluğunun acısı ruhuma elem kardı
Düşün düşün sonu yok bedeni dertler sardı
Neşter vurdu tabipler senli yüreği yardı
Kâbuslarımı hayra yoruyorum Kardelen
Et tırnaktan ayrılmaz sen benim tek kızımsın
Hasretinden öldüğüm ciğer parem kuzumsun
Şu alnıma yazılan en mukaddes yazımsın
Senin ile engine yürüyorum Kardelen
Sen olmasan belki de yaşamak dan bıkarsım
Cani olurdum bil ki insanlık dan çıkardım
Namluya kurşun sürer tam beynime sıkardım
Bedeni senin için sürüyorum Kardelen
Safiye Samyeli
Hüküm Senin Allahım
Kimler dost kimler düşman çözemedim vallahi
Sap samana karıştı şaştım artık billahi
Senden başka kapım yok gidilecek tillahi
Edebiyat altında edepsizlik edenin
Nizamını tez elden kuruver sen Allahım
Kara kaplı defterin yaprakları açılsın
İyi kötü ne varsa orta yere saçılsın
Edep erkan bilmeyen içimizden seçilsin
Edebiyat altında edepsizlik edenin
Sorguda sualini soruver sen Allahım
Kendisi iblis olup kuzu postu giyenin
Şiir, öykü, deneme kalkanımdır diyenin
Araya nifak sokup kardeş eti yiyenin
Edebiyat altında edepsizlik edenin
Ayıbını yüzüne vuruver sen Allahım ,
Kimler dul bekar diye araştırıp bakanın
Saf gördüğü kulların canlarını yakanın
Bu da yetmezmiş gibi birde sıfat takanın
Edebiyat altında edepsizlik edenin
Cezasını tez elden veriver sen Allahım
Gizli ajanlar gibi dostlarını süzenin
Sayfalarda dolaşıp hırsız gibi gezenin
İki ondan üç bundan çalıp şiir yazanın
Edebiyat altında edepsizlik edenin
Kalemini tez elden kırıver sen Allahım
Niyazım budur Rabbim elimi boş döndürme
Böylesi insanları safımıza kondurma
Hüküm senindir elbet umudumu söndürme
Edebiyat altında edepsizlik edenin
Defterini tez elden dürüver sen Allahım
Safiye Samyeli
Bebelerin Suçu Ne
İşinden çıkar çıkmaz kahvehaneye sapar
Sanki tapulu malı kendine bir yer kapar
Masaya dörtlü diye bağırır anons yapar
Kahve köşelerinde bir çok oyun dönüyor
Sorumsuzluk yüzünden ne ocaklar sönüyor
Kahvede tat kalmadı haydi yürüyün bara
Okey bizi kesmedi şimdi rulette sıra
Boğazımız kurudu hani üzümden şıra
Barların köşesinde bir çok oyun dönüyor
Sorumsuzluk yüzünden ne ocaklar sönüyor
Nerede kaldı dansöz gözümüz bayram etsin
Sahnede ki hanıma viski şampanya gitsin
Çağır konsamatrisi gecemize renk katsın
Pavyon köşelerinde bir çok oyun dönüyor
Sorumsuzluk yüzünden ne ocaklar sönüyor
Kadın gözü kapıda durma koca beklesin
Döktüğü göz yaşını bebesinden saklasın
Karnı aç çocuğunu yatağa iteklesin
Dört duvarlar içinde bir çok oyun dönüyor
Sorumsuzluk yüzünden ne ocaklar sönüyor.
Rabbin den emanetken çocukları karısı
Yuvaya sahip çıkmaz erkeğin yüz karası
Kadın evden gidince başlar hicran yarası
Nefis denen dergah da bir çok oyun dönüyor
Sorumsuzluk yüzünden ne ocaklar sönüyor
Safiye Samyeli
Bahtıma Doğan Güneş
Gülmedi hiç yüzüme gülmez derken bu bahtım
Bekârlık sultanlıkmış böyle kalmakken ahtım
Girdin gönül evime talan oldu bak tahtım
Gönül otaklarımı kor alevsiz yakansın
Aşka tövbeli iken bedenimde beş duyum
İnanmam ben sevdaya değişmez derken huyum
Nasıl girdin kanıma nasıl oldun can suyum
En mahrem hücrelerde ılgıt ılgıt akansın
Sanki sen kibrit oldun ben ise harlı ocak
Dertlerimi savurdun elinle kucak kucak
Sevdan ile şenlendi içimde köşe bucak
Kurduğum tüm bentleri aşkın ile yıkansın
Leyla eyledin beni düştüm kızgın çöllere
Yanaklarım allandı döndüm gonca güllere
Acıyorum bak şimdi boşa geçen yıllara
Gönül saraylarıma ilk ve son kez çıkansın
Kaybolma hiç yanımdan başım göğsünde kalsın
Dokun zülfün teline onlarda murat alsın
İster Azrail gelsin ömrümden ömür çalsın
Gülmeyen kaderimin bileğini bükensin.
Safiye Samyeli
Bozuk Süt Maya Tutmaz
Bakın hele gavata nasılda gubarıyor
Dokuz köyün hindisi halt eylemiş yanında
Kini yüzüne vurmuş fesattan geberiyor
Sanki iblis dolaşır damarında kanında
Boşa gubarma beyim bu köyde borun ötmez
Kendini hiç zorlama bu gemi böyle gitmez
Sevdiğine hasretten dönmüş etten deriye
Düşmüş şafakta yola geliyormuş beriye
Güya eyleme geçmiş dönmek yokmuş geriye
Boşuna çıkma beyim yürümekle yol bitmez
Hiç zorlama kendini bu gemi böyle gitmez
Açık denizde tekne koylarda yatı varmış
Tarabya da üç villa on iki katı varmış
Kapısının önünde sayısız iti varmış
Boşa övünme beyim huyun beş para etmez
Hiç zorlama kendini bu gemi böyle gitmez
Peyniri deri saklar kadını ise eri
Yalakalık yapmanın ne zamanı ne yeri
Topla kazan kepçeni bas hadi geri geri
Sütün bozulmuş beyim inan ki maya tutmaz
Hiç zorlama kendini bu gemi böyle gitmez
Karşında ki Laz kızı bilmiyorsun huyunu
Ellerinle kazarsın bil ki kendi kuyunu
Üstüne fazla gitme ısıtma gel suyunu
Bu hayvan terli beyim bir zoka daha yutmaz
Hiç zorlama kendini bu gemi böyle gitmez
Safiye Samyeli
Dinle Beni Ey Hayat
Anam babam bacımı alsan bile elimden
Her türlü şerri haktan bileceğim ey hayat
Ne bir isyan çıkacak nede feryat dilimden
Acımı şükür ile sileceğim ey hayat
Bilirim ki her kula aynı camdan bakmazsın
Kimsini kavurur kimisini yakmazsın,
Düşküne yandaş olmaz bir gün destek çıkmazsın
Zannetme ki kahrımdan öleceğim ey hayat
Türlü türlü dertleri açsan bile başıma
Huzurla yedirmesen agu katsan aşıma
Zindan etsen dünyamı doymasam genç yaşıma
Sana inat yinede güleceğim ey hayat
Yaşattığın bu acı ne ilkim nede sondur
Geçmişine takılmam geçmişsen zaten dündür
Her karanlık gecenin şafağı yeni gündür
Umudumun peşinden geleceğim ey hayat
Safiye Samyeli
Nazlı Yar
Aşk bir kumar diyorsan göster hadi restini
Nazlı yârim elinde karo mu var as mı var
Her sözün bir muamma çözemedim kastını
Nazlı yârim dilinde yemin mi var sus mu var
Otuz iki muhafız tutsak eylemiş dili
Görenler zannedecek bu adam olmuş veli
Bir dargın bir barışık çoktan devirdik yılı
Nazlı yârim lebinde mühür mü var pas mı var
Her bakışın kör kurşun yüreğimde sekiyor
Diş ağrısından beter gönlüm acı çekiyor
Estirdiğin bu boran bil ki canı sıkıyor
Nazlı yârim yelinde nefret mi var his mi var
Kurumuş gönül bağın miski amber kokmuyor
Sevda pınarlarından bir damla su akmıyor
Ay karası gözlerin sevgi ile bakmıyor
Nazlı yârim gözünde perde mi var sis mi var
Bir gün öyle diyorsun ertesi günü şöyle
İkimiz de yorulduk bu iş yürümez böyle
Düşün taşın bir kere kati kararın söyle
Nazlı yârim serinde devam mı var pes mi var.
Senden ayrı kalınca sönmüyor derken közüm
Ben serimi yorup da arıyor iken çözüm
Kahkahanı dinledim kızardı gitti yüzüm
Nazlı yârim gönlünde düğün mü var yas mı var
Safiye Samyeli