Muhteşem Ata Tohumu Projemiz Yarın Sizlerle
Nesilden nesile ulaşacak bu çalışmamızla yine ilklere imza atıyoruz...
✅Yarın Saat 10:00’da Belediye Meydanında ÜCRETSİZ olarak 70 Bin Fide dağıtıyoruz...
✅Karacaören Domatesi
✅Meşhur SANDIKLI Biberi
✅Güre Patlıcanı
Balkonlar Bahçeler yeşillenecek…
*** FALCI ***
Söylediğin sözlerle çeldin bir an aklımı
Duygu mantığı yendi değiştirdin fikrimi
Avucunun içinde tutunca ellerimi
Hissetsen şaşırırdın Leyla’sı hallerimi
Hürrem Sultan diyorsun iki sözün birinde
Birazcık düşünürdüm olsam senin yerinde
Ne bir sarayım oldu ne bir gönülde tahtım
Her zaman çelme taktı gülmeyen kara bahtım
Ebem kirmanı gibi dönsem de yana yana
Aşk çölünde gezmeyi çok gördü felek bana
Su içtiğim pınarlar sanki birer seraptı
Yaşadığım her günüm bir birinden haraptı
Dört yanım karaçalı düze varmadı yolum
Esamisi kaybolmuş kırk yamalı bir çulum
Ömrüm hazan olsa da geçmeyecek açlığım
Bitmedi bitmeyecek bu bedevi güçlüğüm
Damlalarım gözümde ne tükendi be bitti
Dillenmeyen bu yara beni perişan etti
Ben dertten kaçar oldum huzur ise hep benden
Mutlu bir gün görmeden bu can çıkacak tenden
Dünyayı da verseler hiç birinde gözüm yok
Gülmeyen bu kadere artık benim sözüm yok
Deme ki şimdi bana umudunu yitirme
Unut gitsin geçmişi hiç aklına getirme
Sabret sen biraz daha mesut anlar kapında
Mangal gibi yürek var o yıkılmaz yapında
Beyaz atlı prensin bir gün seni bulacak
Mutluluk kapınızda asil köle olacak
Ahşaptan yapılacak dört odalı eviniz
Düşmanı çatlatacak içinde ki seviniz
Uyuyup uyandıkça o yâr seni öpecek
Âleme rest çekecek başına taç yapacak
Çık hadi mahremim den derinlerime girme
Yalan sözler söyleyip boşuna ümit verme
Sus artık ne olursun lal olsun o dillerin
Tutmasın ellerimi o titreyen ellerin
Kapat şu avucumu daha falıma bakma
Ben zaten derbederim yeter içimi yakma
Sevgiler gerçek olsa fallara gerek var mı
Anlamadım ben zaten düşman mı yoksa yâr mı
Samyeli bu dünyaya tek geldi, tek gidecek
Ne el açacak artık nede minnet edecek
Dünya koskoca bir han bende bir garip yolcu
Yalan sözlere artık inanmıyorum falcı
Safiye SAMYELİ
*** SİTEM ***
Görmedim çocukluğu gençliği hiç bilmedim
Dönüşü bulunmayan yollara kızıyorum
Çileyle nikâhlıydım bir gün olsun gülmedim
Mutluluğa bent kuran dallara kızıyorum
Ne sarı’sını gördüm ne al nede mor’unu
Gönül bağımda kuru güllere kızıyorum
Bitmedi bitmeyecek bu Dünyanın sorunu
Sol yanımda biriken küllere kızıyorum
Hep yanık koktu tenim görünmedi dumanım
Benden yana esmeyen yellere kızıyorum
Mavileri görmeye olmadı ki zamanım
Balçıklara bulanan göllere kızıyorum
Ben şems’imi beklerken doğsun diye bahtıma
Önüne perde çeken ellere kızıyorum
Kimseleri koymazken sol yanda ki tahtıma
Gıyabımda konuşan dillere kızıyorum
Kaç kara kış eskittim şu kısacık ömrümde
Baharı hiç gelmeyen yıllara kızıyorum
Sevaplarımda oldu ufak tefek cürmümde
Beni günahkâr eden kullara kızıyorum
Ben ah edip inleyip çeker iken zulümü
Damarımda dolaşan allara kızıyorum
Yaşarken kefen giyip bekler iken ölümü
Beni de götürmeyen sallara kızıyorum
S. Samyeli
*** BİR DÜŞÜN ATAN NERDE ***
Be hey gafil utanmaz be hey hayırsız evlat
Vicdanın mı kör senin yoksa gözün mü söyle
Var mıdır bu cihanda ata gibi bir niğmet
Nasıl attın başından ana babanı böyle
Dokuz ay gece gündüz yollarına bakarak
Doğduğun gün bayramdı sevinçten ağladılar
Ömür sermayesini senin için yakarak
Gözlerinde yaş görse ciğeri dağladılar
Kızıl et sarı b*ktun dünyaya geldiğinde
Ak sütüyle besledi kumdağa sardı anan
Gözlerinin içi parladı yüzüne güldüğünde
Beșiğinin başında her zaman vardı anan
Soğuk kış günlerinde anandı sırtı donan
Bir gecede kırk kere uykularını böldü
Uykusuz gecelerde sendin uykusu kanan
Sen huzursuz olunca sanma ki yüzü güldü
Ağlar ise yaşına, güler ise dişine
Kurban olurum yavrum kara kaşına derdi
Seni doyurmadan hiç kaşık sürmez așına
Senden arta kalanı tiksinmeden o yerdi
Yavrularım büyüsün adam olsunlar diye
Yağmur çamur demeden erzak taşırdı baban
Kendisi tarla bağda ekmek doğrardı suya
Ayağında pabuç yok sırtında kalın kaban
Oğlum kızım okuyup amir memur olunca
Unuturuz diyordu zor geçen bu yılları
İş, güç,para,pul birde güzel eşi bulunca
Nereden bilecekti ayrılacak yolları
Okudun öğrendin diploman ver elinde
Lakin vicdanınız yok gözlerde kara perde
Anne baba sevgisi özde değil dilinde
Kendin yatta kattasın hani ecdadın nerde
Sen sıcacık evinde lüks içinde yaşarken
Dört duvar arasında aç mı atan susuz mu
Sen tatil kōylerinin koylarında coșarken
Ağrı sızısı mı var yoksa çok uykusuz mu
Haberin var mı söyle nicedir hali onun
Yıllar önce hiç sana böyle mi bakmışlardı
Düşünmez misin senin nasıl olacak sonun
Senin bitmez kahrından hangi gün bıkmıșlardı
Ataya of demeye hakkın bile yok iken
Vicdanın süzgecinden geçmemiş bak lisanin
Elinde bin bir türlü imkanların çok iken
Huzur evi mekanı şimdi o insanların
“Benden sonra ataya itaat” derken Allah
Sizler ana babayı nerelere attınız
Yaptığınızın dinde yeri yok vallah billah
Gırtlağınıza kadar cürümlere battınız.
Keser döner sap döner gün gelir hesap döner
Evladın da gün gelip bakmaz senin yüzüne
Başına bir iş gelir gözünün feri söner
Atanın intizarı durur iki gözüne
Ata duası yoksa rast gitmez hiç bir işin
Zenginlik paran pulun ihtişamın kaybolur
İyi gün eşi olur çok sevdiğin o eşin
Verdiğin emeklerin teker teker zay olur
Samyeli’der ey gafil uyan gafletten uyan
Zaman akıp gidiyor hiç yerinde durmuyor
Al atanı kurumdan sonsuz huzura boyan
Toprak aldıklarını daha geri vermiyor
Safiye Samyeli
*** KIZIL AKSAMLAR ***
Ne yapsam da bu korku
Terk etmiyor ayaz yorgunu yüreğimi.
Kızıl akşamlar dağların ardına alır götürür
Gömer yaşanmamış duygularımı düşlerimi.
Şimdi İğde kokulu bir bozkırda,
Yanında olmak vardı
Arsız kediler gibi usulca koltuk altına sokulmak,
Ellerinden tutup,
Gözlerinde önce umudu,
Sonra kendimi görmek,
Bedenimi yalayıp geçen ayaza inat,
Sarılmak,
Sana doyasıya sarılmak vardı.
Sen karanlık gecelerde aradığım sonsuz ışığım
Sen begonvil düşlerimin yasemen kokusu,
Sen gönlüme atılmış sevda imzamsın.
Senden yalnızca yine sanadır korkularım
Tüm korkulara inat sevdasını yüreğime sardığım.
Yokluğuna inat buram buram hasretiyle yandığım
Ağlamayı bilmeyen gözlerimden,
Ard arda süzülen inci tanem
Sen sevdamın tamamlanmamış en saf halisin.
Hadi dokun saçlarıma,l
Leylak kokun hücrelerime sinsin.
Ayaz çatlağı dudakların
Bitkin bedenimde doyumsuzca raks etsin.
Hayat giderde zaman hiç bakmaz ardına.
Takvimlerden yapraklar düşerken sevda yurduna.
Bir çığlık yükselir derinlerden
Zifiri karanlıklar ardından süzülür odama hüzün,
Dilime dolanır yine her geceki sorgularım
Daha kaç kızıl gecenin koynunda yıkanır
Sevdana hasret bu nasırlı avuçlarım.
S. SAMYELİ
*** YORGUN DÜŞTÜ YÜREĞİM ***
Sabır taşı değilim, etten kemikten yapım.
Gerildikçe gerildi, yorgun düştü yüreğim.
Sonuna kadar aşka açıkken gönül kapım.
Yerildikçe yerildi, yorgun düştü yüreğim.
Gece gündüz yoluna, umut ile bakarken.
Resimlerini alıp, hasret ile kokarken.
Nil nehri gibi aşkla, sana doğru akarken.
Yoruldukça yoruldu, yorgun düştü yüreğim.
Yoldaş ettin geceme ya kahveyi, ya çayı.
Şahit ettin acıma, gökte süzülen ay'ı.
Anlamadım halimden, senden de aldım payı.
Kırıldıkça kırıldı, yorgun düştü yüreğim.
Doğmadı Şafaklar ım, günüm katran karası.
Bitmedi bitmiyecek, şu çilemin darası
Sardı tüm benliğimi,sanki duman karası.
Daraldıkça daraldı, yorgun düştü yüreğim
Her fırsatta yalvardım, dinlemedin beni sen.
Vurdum duymaz tavrına, sarardı bende ki ten.
Seni sana bıraktım, gidiyorum artık ben
Duruldukça duruldu, yorgun düştü yüreğim.
Samyeliyim meskenim, kızğın çöllerdir benim
Bu yüzden gün yanığı, esmerdir benim tenim
Çek hançeri vur döşe, olmaz yinede kinim
Vuruldukça vuruldu, yorgun düştü yüreğim.
Safiye SAMYELİ
***** ADI MARALI GÜZEL*****
Neşelen hadi biraz keyfe keder içelim
Kalp gözü aralıya ağlama değmez dostum
Çakır keyif olalım kendimizden geçelim
Bir gönlü yaralıya ağlama değmez dostum
Şafak söktü sökecek bak horozlar ötüyor
Son sigaramı yaktım kıvrım kıvrım tütüyor
Dünyanın kahrı bitmez aklım buna yetiyor
Bir derdi sıralıya ağlama değmez dostum
Felek gam denen yükü ard ardına ekliyor
Dizlerinde derman yok yürek desen tekliyor
Azrail haber salmış kapısında bekliyor
Bir başı saralıya ağlama değmez dostum
Yüreğine eş etmiş yâr diyerek davarı
Diline teşbih etmiş bildik türkü havarı
Mihrap yerinde ama çökmüş cami duvarı
Bir adı maralıya ağlama değmez dostum
Hayat rakı sofrası maralıysa bir meze
Ağzı ile kuş tutsa görünmez bil ki göze
Salla gitsin üzülme gerek yok başka söze
Bir eli çıralıya ağlama değmez dostum
SAMYELİ der; üzülme kul kaderini yaşar
Oda etten kemikten oda günahkâr beşer
An gelir o dik başı bir gün toprağa düşer
Bir bahtı karalıya ağlama değmez dostum
S.SAMYELİ..
*** SENİ ARZULADIM ***
İlişmedi gözlerim, gözlerinin ferine.
Aramızda bir köprü kuramadım sevdiğim.
Büyümedi bu sevda, inemedim derine.
Senin gönül kapına varamadım sevdiğim.
Rüyalarıma girdin, gözden perdeyi söktüm.
Çıkıp gidersin diye soğuk soğuk ter döktüm.
Sabaha dek yalvardım, önünde çok diz çöktüm
Ne hayra, ne de şerre yoramadım sevdiğim
Gözyaşımdan ıslanmış yastığımın kuytusu.
Açıldı ya, gözlerim gelmez artık uykusu.
Haram kıldı huzuru gizli sevda duygusu.
Yattığım yataklarda duramadım sevdiğim.
İstedim gece vakti düşüp yola geleyim
Önüme çıkan dağı sevdan ile deleyim.
Seviliyor muyum ben, söyle bende bileyim
Red edersin diyerek soramadım sevdiğim
Ah bir çağırsan beni, koşup da gelmez miydim ?
Söküp de bu yüreği eline vermez miydim ?
Nar-ı cehennem olsa seninle girmez miydim ?
İkimize bir dünya kuramadım sevdiğim.
S.SAMYELİ
AY TUTULDU GÖNLÜMDE
Sorma bana mazimi dipsiz kara bir kuyu
Taş bastırdım üstüne çekildi gitti suyu
Yaşayan bir ölüyken bedenimde beş duyu
Seni gördüğüm gece ay tutuldu gönlümde
Çakırkeyif eyledi gözünün ela rengi
Son buldu yâr o anda ruhumun matem cengi
Dedim, iste bu benim garip gönlümün dengi
Karar verdiğim gece ay tutuldu gönlümde
Mantığım sev dedi ta kalbime seslendi
Buğulanan gözümden kirpiklerim ıslandı
O kapkara gökyüzüm yıldızlarla süslendi
Derdi yerdiğim gece ay tutuldu gönlümde
Bahtıma güneş doğdu sanki hazan çağımda
Menekșeler boy verdi enğin gönül dağımda
Ilgıt ılgıt Samyeli esti Sevda bağımda
Gülü derdiğim gece ay tutuldu gönlümde
Safiye Samyeli
*** KIYAMAM ***
Varsın yeşillenmesin bahçelerim bağlarım
Bülbül değil dalımı kargalar bulacaksa
Varsın erimesin karlı kalsın dağlarım
Kardelenler yerine dikenler olacaksa
Ket vurmasın hiç kimse yollarımda durmasın
Boş hayale kapılıp pembe düşler kurmasın
Istemem biri çıkıp hatırımı sormasın
Kipriklerim ıslatıp gözlerim dolacaksa
Bıkmış olsam bile ben yaşadığım zulümden
Kimse el uzatmasın tutmasınlar kolumdan
Başka ihsan istemez çekilsinler yolumdan
Gözlerime bakınca renkleri solacaksa
Acımı gizleyemem gözlerimden okunur
Sebebini sorsalar onuruma dokunur
Sanmasınlar lal dilim lafı sözü sakınır
Boşanır zembereği biri ders alacaksa
Dilim mühürlü ise elbet vardır nedeni
Hakka havale ettim beni böyle edeni
Geriye döndürmesin bırakıpda gideni
Can ömrümden yeniden ömürler çalasaksa
Çalınacak ömrüm yok hibe ettim sevdama
Yer gök şahittir benim haklı olan davama
İstesede helallik vermezdim ona amma
Kıyamam cehennemde ebedi kalacaksa
S. Samyeli
***DENYOLAR ŞAİR OLMUŞ ***
Edebiyat edepten gelir diye bilirdik
Fazla söze gerek yok denyolar şair olmuş
Bura bizim evimiz diye koşar gelirdik
Aşta tuza gerek yok denyolar şair olmuş
Biz kocaman aile bacı kardeştik burda
Yem etmezdik kimseyi koyun görünen kurda
Deme hani kurt nerde ,aha duruyor şurda
Bakan göze gerek yok denyolar şair olmuş
Firavun tahta çıkmış Musa ne işe yarar
Bakan gözler kör ise asa ne işe yarar
Uygulayan yok ise yasa ne işe yarar
Asık yüze gerek yok denyolar şair olmuş
Namusa göz dikenler taç oluyorsa başa
Demek bizim emekler çoktan gitmişler boşa
Böyle duyarsız kalmak gider mi sandın hoşa
Sizde bize gerek yok denyolar şair olmuş
Samyeli'nin içine dert olsa da elemi
Mahşeredek bakidir dosta olan selamı
Raksa durmaz bu safta gayrı onun kalemi
Bizde size gerek yok denyolar şair olmuş
Safiye SAMYELİ
*** UYAN YARİM ***
Bak yine şafak söküyor
Yokluğun boyun büküyor
Iki gözüm yaş döküyor
***Uyuma sen uyan yarim
***Aşkım ile boyan yarim
Sensin şu gönlümün eşi
Bahtımın doğan güneşi
Sıkma otuz iki dişi
***Uyuma Sen uyan yarim
***Vuslata gün sayan yarim
Yazılan gelirmiş başa
Vuslatımız kalmaz kışa
Sevmedim ki taptım haşa
*** Uyuma sen uyan yarim
*** Biraz daha dayan yarim
İster yüzdür göllerinde
İster kavur çöllerinde
Bak kaderim ellerinde
*** Uyuma sen uyan yarim
*** Olma aşka kıyan yarim
S. SAMYELİ
O ADAMI VURACAĞIM
Yıllar var ki yana yana
Çok ağladım kana kana
Dur demeyin sakın bana
O adamı vuracağım
Nedenini hiç sormayın
Sakın karşımda durmayın
Boşuna çene yormayın
O adamı vuracağım
Yüreğimi boşa yakan
Ahşaptan evimi yıkan
Günlerdir canımı sıkan
O adamı vuracağım
İblisin sözüne uyan
Gülperi’mi yetim koyan
Ruhumu bedenden soyan
O adamı vuracağım
Göz yaşımı nehir eden
Aşkımızı zehir eden
Beni viran şehir eden
O adamı vuracağım
Kuş olup da uçsa bile
Gurbet ile göçse bile
Taaa Fizan'a kaçsa bile
O adamı vuracağım
Sorgu sual sorsalar da
Kara kalem kırsalar da
Dar ağacı kursalar da
O adamı vuracağım
S.SAMYELİ.
** SEVDİĞİM **
Gelecek umutlar hep mavi olsun.
Ömrüm senin ile aksın sevdiğim.
Geçmişi getirme mazinde solsun.
Sevdamız bentleri yıksın sevdiğim.
Varlıgın bu cana en büyük zevktir
Sevdanın ateşi başka bir renktir.
Bakışın gülüşün cennete denktir
Gözlerin bir bana baksın sevdiğim.
Severken yürekler açılsın kucak
Hasret koksun odan hep köşe bucak.
Gönlün kibrit olsun yüreğin ocak
Sevdam yüreğini yaksın sevdiğim.
Nuh tufanı essin sevda dağında.
Sevgiyi bulalım hazan bağında.
Son bahar gelince hasret çağında
Aramızdan hasret kalksın sevdiğim.
Vuslata giden yol har dolacaksa
Dünya ikimize dar olacaksa
Eger bu sevdamız sır kalaçaksa.
Bu can bu bedenden çıksın sevdiğim.
Samyeli sözünden geri dönerse
Sevdanın yağmuru kalpte dinerse
Zeynep'i hevesi özde sönerse
Toprak bu bedeni sıksın sevdiğim
Safiye Samyeli
YORULDUM / GÖZLERİME BAK HADİ
Esirğesende benden eksiltsen de meşkini
Dünya üstüme gelse silmem kalpten aşkını
Bilsem ki suskunluğun bu aşkta son karardır
Derim ki bu yaptığın ömrümüze zarardır
Yıkılsa da gönlümde umut dolu direğim
Vedasız gidişine inanmaz bu yüreğim
Kur gönül mahkemende asacaksan as beni
İster çık gel bağrına basacaksan bas beni
Medcezirlerde kalmak ruhu bedeni yorar
Seni de beni de yar dermansız dertler sarar
Kor ateşler içinde ikimizi de yakma
Biz yabancı değiliz öyle uzaktan bakma
Sabır taşı olsaydı ortasından çatlardı
Volkan olsaydı inan öfkesinden patlardı
Gel istersen sabrımı böylesi deneme sen
Peygamber değilim ki aklı kıt beşerim ben
Kuş kadar aklım vardı aşkın ile sen aldın
Tuz bastın her yarama suzus çöllere saldın
Kazınmıșken gözlerim ömrünün her anına
Yare zulüm yakıșmaz erkekliğin şanına
Hiç bir şey kalmasa da düne dair yadında
Bir çift alyansın saklı bu çilekeş kadında
Dayanırsa yüreğin aç avcunu vereyim
Veda etme sakın sen ben gözünden göreyim
Ben kurşun ile değil gözlerinle vuruldum
Yolcusuz o yollara baka baka yoruldum
Ömrümüze iz düştü Balıkesir Bandırma
Hem kendini hem beni daha fazla kandırma
Suskun kalsın dillerin derdin getirme dile
Gururunu kırmazsan hüzün ömre pay olur
Samyelinin alnına yazılmış ise çile
Kadere boyun eğer bunca yılı zay olur
Safiye Samyeli
*** GÖRMEDİM ***
Kayıtlarda yazılı yarım asır yaşım var
İçimde bir fırtına gözlerimde yaşım var
ne kadar Uğraşsam da gülmeyen bir başım var
Saçlarımın teline değen yeli görmedim
Dertlerim Erciyes mi yoksa ağrı dağı mı
İçtiğim zakkum suyu yoksa bilmem ağı mı
Anam ateşe atmış sanki göbek bağımı
Kor yangının içine giren eli görmedim
Dipsiz kuyu içinde döndükçe dönüyorum
Kör kandiller gibiyim mum gibi sönüyorum
Ağustos sıcağında buz tuttum donuyorum
Yağmur olup üstüme akan seli görmedim
Bakışları manidar sorguya çeken gözler
Dilde sonsuz efkarlar zehir zemberek sözler
Bir yudum sevgi için yansa bile bu özler
Kadrimi kiymetimi bilen kulu görmedim
Titriyor içerimde yüreğimin telleri
Esti yine bağrımda efkarımın yelleri
Ruhum ölmüş beden sağ mühretmişim dilleri
Musallaya taşıyan bir çift kolu görmedim
S. SAMYELİ
*** BİRİ VAR ***
Hor görme sakın ha feryat edeni
Bu acıyı ona çektiren vardır
Hakka sual olmaz bunun nedeni
Bükülmez bileği büktüren vardır
Eski bir abaya bürünüyorsa
Toz toprak içinde sürünüyorsa
Sersefil bir halde görünüyorsa
Dizinin üstüne çöktüren vardır
Bir deri bir kemik kuru dal olmuş
Dudağı büzülmüş dili lal olmuş
Şaşırıpta deme buna hal olmuş
Ağzındaki dişi döktüren vardır
Dünya denen handa sene bitince
Ömür ambarında dene bitince
Dolaşan damarda kanı bitince
Canı bedeninden söktüren vardır
SAMYELİ mahşerde bilinmez halın
Çetindir sınavı doğan her kulun
Üstü açık köye düşünce yolun
Baş ucuna mermer diktiren vardır
S.SAMYELİ
*** GEL DE SEN KIZMA***
Deme sakın kaleme uzatma sen elini
Meşaleyken mum gibi sönene kızıyorum
Deme çok sivri dilin tut biraz o dilini
İblisin uşağına kanana kızıyorum
Daha dün canım cicim diyenler hani nerde
Hepsinin de gözüne inmiş kapkara perde
Bir dokun bin ah işit herkes düşmüş bir derde
Yalandan ah vah deyip yanana kızıyorum
Eli kalem tutana yol gösterdim halimce
Anlattım her lisanı ancak kendi dilimce
Kırmadım hiç birini incitmedim zalimce
Ayda yılda bir kere anana kızıyorum
Ezanımda kutsalım okunan Türk marşımda
Ihanet gömleğini satmadım hiç çarşımda
Özü sözü bir insan isterim ben karşımda
Çıkar için dalıma konana kızıyorum
Samyeli dost demişse dönmez geri yüzünü
Ne kaşını oynatır nede iki gözünü
Vursalarda boynunu esirgemez sözünü
Yüz seksen derece de dönene kızıyorum
S. SAMYELİ
USANDIN MI?
Ahşaptan evimizin , yıkılan duvarına.
Güç bela ile çivi, çakılan duvarına.
Bir resmimi asmıştın, bakılan duvarına.
***Duydum ki İndirmişsin, resmimi o duvardan.
***Usandın mı sevgilim, dediğin bu kadından?
Belki biraz solmuştu, çerçevesi yok idi.
Çerçevesi yoksada, hatırası çok idi.
Hani sende ki yürek, başka aşka tok idi.
*** Belli ki haz almadın, bu sevdanın tadından.
*** Usandın mı sevgilim, dediğin bu kadından?
Hani günde yüzkere, bakıpta kokluyordun.
Hani dosttan düşmandan, dip köşe saklıyorsun.
Hani günde beş vakit, gönlünü yokluyordun.
*** Ayırmışsın adını, gönlümde ki adından.
*** Usandın mı sevgilim, dediğin bu kadından?
Hani onu arasa, kimseler bulamazdı.
Hani ordu gelsede, elinden alamazdı.
Hani benden başkası, gönlüne dolamazdı.
*** Silmişsin hatıramı hafızandan yadından?
*** Usandın mı sevgilim dediğin bu kadından?
Hani Aşk sevdiğinin, her sözüne kanmaktı.
Hani aşk göre göre, ateşlerde yanmaktı.
Hani aşk sevdiğini, her nefeste anmaktı.
*** Ne eksiğim var idi bilmem başka kadından.
*** Usandın mı sevgilim dediğin bu kadından?
Her sözüne inanan, ben oldum bak sevgili.
Senden ayrı kalınca, ben soldum bak sevgili.
Aşk uğrunda ölmekse, ben öldüm bak sevgili.
*** Samyeli vaz geçmezken ahretlik muradından
*** Usandın mı sevgilim dediğin bu kadından?
Safiye SAMYELİ.
VUSLATINA GÜN BİÇTİM
Sen ki halis duamın, kabul edilmiş hali.
Sen ki viran ömrüme, dokunan Hızır eli.
Sen ki bin şükür ile, akan gözümün seli.
*** Güven veren gölgene, sırtımı dayıyorum.
***Çektiğim çilelere, mükafat sayıyorum.
Hasretine ram oldum, efkarım duman, duman.
Varlığın cennetimdir, yokluğunsa pek yaman.
Vuslatına gün biçtim, geçmek bilmiyor zaman.
*** Takvimden yaprakları, koparıp sayıyorum.
*** Al kınalı kurbana, uğrunda kıyıyorum.
Saatler ay oluyor, aylarım ise sene.
Yorgan yastık batıyor, yatak da döne, döne.
Kor ateşler içinde, yansa da garip sine.
*** Başım yastık da amma, sanma ki uyuyorum.
*** Akreple yelkovanın, sesini duyuyorum.
Gözlerim uzaklara, umarsızca dalıyor.
Titriyor tüm bedenim, nefesim buz oluyor
Tırnaklarının ucu, sanki mora çalıyor
*** Sen yoksun ya yanımda, bilesin buyuyorum.
*** Sol göğsümün üstüne, resmini koyuyorum.
Dokunmasa da eli, senin gibi elime.
Sarılmasada kolu, senin gibi belime.
Bir lokma ekmek aşı, sürmesem de dilime.
*** Parmak aramda kürdan, dişimi oyuyorum.
*** Gül yüzüne baktıkça, ben zaten doyuyorum.
Ne altın, ne para pul ne şan, şöhret isterim.
Ne son model bir araç, nede kırat isterim.
Aşkı için dağ delen, Yiğit Ferhat isterim.
*** Samyeliyim yâr seni umarsız seviyorum
*** Kabuslarımı bile, pembeye boyuyorum
Safiye SAMYELİ